Erkekler dalgın. Sabah hanımlarının ellerine verdiği alış veriş listesini unuturlar, çocuğun doğum gününü unuturlar, evlilik yıl dönümünü unuturlar ( ki bu kavga sebebidir ) ama tuttukları takımların 2010 yılında ki kadrosunu ezbere sayarlar.
Erkekler yorgun. İşten eve gelince salondaki koltuğa kaykılıp günün gazetesini okurlar, hanımları " Aşkım sahilde yürüyüşe çıkıp bir yerlerde oturalım " diyince yorgun olurlar ancak kankaları whatsup grubunda " Hadi bira içmeye gidiyoruz " diyince kendilerini bir anda palas pandıras sokağa atarlar.
Erkekler göbekli. Gençken deli fişek dönemlerinde karınlarında six pack ( baklavalarla ) dolaşırlar bir sefer hanımlarını tavlayıp evlenince 100 kiloya çıkarlar koca göbekli olurlar.
Erkekler zombidir. Birde 4 yılda bir yazın düzenlenen dünya kupası olayı var. Kupanın olduğu yazlarda iki ay boyunca erkekler televizyonun karşısında transa girerler, ey hanımlar: televizyonda maç varken kocanıza yada sevgilinize ev yanıyor deseniz tepkisiz kalırlar. Çünkü dünya kupası onları yaşayan ölülere yani zombiye çevirmiştir.
Erkekler bir Tazmanya canavarıdır. Hanımlar bir haftalığına memlekete anne babasının yanına gidince evdeki erkek hani o çizgi filmlerdeki Tazmanya canavarına dönüşür evi öyle bir dağıtırki ev bir haftada tanınmaz hale gelir.
Erkekler cesurdur: Borçtan, kavgadan, ekonomik krizden, enflasyon canavarından korkmazlar. Hakkını verelim erkekler hiç bir şeyden korkmaz ancak tek bir şeyden korkarlar: erkekler karılarından korkarlar. Bu aslında ciddi bir yazı olacaktı ama birazcık mizahi bir havaya büründü. İlhamımı Haşmet Babaoğlu'nun geçen günkü yazısındaki bir bölümden aldım:
" Erkekler ve devlet unutur...
Kadınlar ve toplum hatırlar...
Erkekler ve devlet unutturur...
Kadınlar ve toplum hatırlattırır..."
Çok derin ve edebi çatışma değil mi?
Bugün olmadı ama belki başka zaman bu cümleler üzerine ciddi bir şeyler yazarım. Herkese iyi pazarlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder