Öyküler kısadır. Usta bir fotoğrafcının elinden çıkmış size o meydanın, o binanın, o kişinin hakkında bilgi veren onun hakkında hayal ettiren mütevazi bir fotoğraf gibidir. Bir fotoğraf çok şey anlatır okumasını bilene. Bir öykü de çok şey anlatır ön yargılarını yenebilene. Belki Yaz Erken Gelir kitabında Yekta Kopan enfes öyküler kaleme almış. Konular bize yabancı değil. Sen, ben, komşun, tanıdığın biri, sistem, otorite... Her öyküde kendinizden bir şeyler buluyorsunuz. Konular ruhunuzu okşayan hoş bir müzikse, cümleler ise ruhunuzu doyuran lezzetli bir yemek gibi. Yekta Kopan dile şahane şekiller veren usta bir heykeltıraş gibi. Kendi kendime bu adam nasıl bukadar güzel yazabiliyor diyorum. Sonra birden aklıma geliyor: Sait Faik Hikaye Armağanı, Yunus Nadi Öykü Ödülü ve Haldun Taner Öykü Ödülü... Sık yazmıyor ama yazdı mı tam yazıyor. Yekta Kopan okumak bir kaç yılda bir tatile gittiğin Hayalşehrindeki eski bir dostla dertleşmek gibi. Bu dertleşme çok iyi geliyor bana. Yekta Kopan'dan Belki Yaz Erken gelir. Hepinize şiddetle tavsiye ediyorum. Çok memnun kalacaksınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder