Yukarısı aşağıya yansıdığında, bilgi bedene iniyor. Bilgi gökseldir, beden buna yaşam da diyebiliriz yerseldir. Üzerinde bulutlar gezen zirvesi karlı dağlar düşünün. Bu manzaranın dibinde bir göl olsun. O göl insandır. Eğer o göl çalkalanıyorsa tepesinde duran dağların ve bulutların yansımasını o gölün çalkantılı yüzeyinde net göremezsiniz. Gökteki manzara yani dağlar, bulutlar gölün suyu ancak durgunsa o gölün üzerinde net şekilde tecelli eder yani yansır. Göl saf olmalıdır. İnsanda saf olmalıdır. Buda insanın ruhunun arınmasıyla mümkündür. İnsan iyilik yapınca, başkasının kusurunu örtünce, kendini hesaba çekince, ibadet edince ve zikirle arınır. Ve o zaman Allah insanın ruhuna tecelli eder, dağlar bulutlar göle yansır. Tekrar eden günahlar, putlaştırılan dünyevi zevkler, uyuşmuş bir akıl ruhta yani gölün suyunda çalkantılara neden olur. Çalkantılı suda ise göksel bilgi doğru yansıyamaz. O su durgun olacak. O ruh saf olacak. Tecellinin şartı bu. İmtihan olan şu hayatta son nefesimize kadar o suyun saflığını bozmak isteyen olaylarla karşılaşacağız. Ruhumuzu her daim saf tutmak için iyilikten, dinginlikten, ibadetten ve zikirden vaz geçmeyeceğiz. Formül bu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder