12 Ocak 2025 Pazar

İclal

 İclal ilk okula giden küçük sevimli bir kız çocuğuydu. Cumhuriyetin ilanı sonrası 1920 ler Türkiyesinde o devirler bir balıkçı köyü olan yüz yıl sonra dünyanın turizm merkezi olacak Bodrum'da yaşıyordu. Küçük kıza dikkatle baktığınızda yüzünde kendine has bir hüzün fark ederdiniz. Boynu büküktü çünkü babasını yeni kaybetmişti. Ablası ve annesiyle hayata tutunmaya çalışıyorlardı. Annesi evde dikiş dikerek çocuklarının rızkını kazanmaya çalışıyordu. Ama gerçekten çok fakirlerdi. Komşuların yardımıyla yaşıyorlardı. Birgün köyde bir haber duyuldu. Köye büyük şehirden bir Beyin geleceği söylendi. Başta muhtar olmak üzere tüm ahali meydanda bekleşmeye başladılar. Çocuklarda yerini almıştı. Güneş tam tepede öğlen sıcağı vardı. Ahali bir homurtu sesi duydu. Bakışlarını sesin geldiği yöne doğru çevirdiklerinde yoldaki tozları havalandıran kendilerine doğru homurduyarak gelen siyah bir cisim gördüler. Ne olduğunu tam olarak anlayamadılar. Bu bir at mıydı? Ama at böyle homurtular çıkarmazdı. Arabanın önüne koşulmuş öküzler miydi? Ama öküzler böyle hızlı koşmazdı. Sonunda siyah cisim geldi ve köyün meydanında durdu. Siyah parlak demirden gövdesi ve camları vardı. Çocuklar ilk defa böyle bir şey görmüştü. İclal koştu gitti ve biraz sonra kucağında bir saman yığınıyla geri döndü. Bu sırada siyah cismin içindeki fötr şapkalı beyaz keten takımlı Bey ve masallardaki prensesler gibi şık ve güzel olan eşi dışarı çıkmışlar muhtar ve ahaliyle konuşuyorlardı. İclal cismin önüne geldi ve elindeki samanlarla cismi beslemeye kalktı. Küçük kızın bu hareketi fötr şapkalı beyin dikkatini çekti. Kızın yanına geldi ve saçını okşayarak " Ne yapıyorsun küçüğüm? " dedi. İclal kendinden gayet emin bir şekilde " Uzak yoldan geldiniz, hayvanınız yorulmuştur, onu samanla besliyorum " dedi. Adam küçüğüm bu bir otomobil, o saman yemez ama merak etme biz onu besleriz " dedi. İclal bir geri adım attı. Adam cebinden bir şeker çıkardı ve kıza verdi. Kız o kadar mutlu oldu ki şekeri avucunun içine aldı ve sevinçle eve koşmaya başladı. Koştu, koştu şehirli amcanın verdiği şekeri annesine vermek istiyordu. Bunu kendisi yiyemezdi bunu ona ve ablasına kol kanat geren, bakan büyüten annesine verecekti. Nefes nefese kapıyı çaldı. Annesi kapıyı açtı. Küçük kız sevinçle " Annecim, annecim sana şeker denen bir şey getirdim, şehirli amca verdi " dedi. Kız avucunu açtığında elindeki şekerin eridiğini fark etti ve hüngür hüngür ağlamaya başladı. 


                                          Salih Onur Savaş

                                           12/01/2025

1 yorum:

  1. Hüzün içinde, tatlı bir hikaye teşekkür ederim.

    YanıtlaSil