Hani çocukken ödevimizi yapmadan okula ilk kez gittiğimizde yada anne babamıza ilk yalanı söylediğimizde içimizde bir sıkıntı oluşmuştu. Bu masumiyetimizin ilk kez kirlendiği zamandı. Her insanın karakterinin sivri köşeleri, girintileri çıkıntıları olan kendine has bir şekli vardır. Tıpkı dallarını göğe uzatmış yerinde sabit bir ağaç gibidir. Büyüyüp hayata atılınca insan tabiri yerindeyse kurtların, çakalların arasına karışır. İş dünyası dediğimiz bu yeni hayat insanın karakterini törpülemeye başlar. Ve insan ilkelerinden vaz geçerse giderek törpülenir törpülenir ve karakterini kaybeder. O dalları kökleri olan ağaç törpülenme sonucu ahşap bir topa dönüşür. Yerinde ilkelerinde sabit kalmak yerine kim nereye iterse oraya doğru yuvarlanır. Meyve verirken tekme yiyen bir cisme dönüşür. İş adamları, gazeteciler ve politikacılar... Çoğu bahsettiğim kendisini tepen kişinin gönderdiği yöne doğru yuvarlanan karakteri, ilkeleri törpülenmiş bu " top " sınıfına giriyor. Buna engel olmanın reçetesini Aristo çok eskiden şöyle açıklamış: " İradene hakim, vicdanına esir ol "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder