Toplumda maalesef bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın düşüncesi hakim. Despotluğa karşı mücadele eden küçük bir azınlık var. Karanlığa karşı ellerinde taşıdıkları küçük meşalelerle ışık olmaya çalışan, cehalete karşı bilimi savunan, zorbalığa karşı sevgiyi kalkan yapan bir azınlık. Mücadelelerinde yalnız kalan bu yiğit insanlar bence kutsal bir savaş veriyorlar. Kutsal kitabımız Kuran bile " Oku " kelimesiyle başlıyor. Cahillik bir toplum için kanser gibi bir hastalıktır. Sinsice ilerler ve sonunda yaşamı yok eder. Cahillik sadece kültürel bir olgu değildir. Empatiden, adaletten, cömertlikten, merhametten yoksun kişiler vicdani cahillerdir. Ben bu durumun düzeltilmesi hususunda sanatın iyileştirici gücüne çok inanıyorum. Örneğin edebiyat. Kitap okumanın okuyan kişiyi romanın kahramanı ile özdeşleştirip gerçek hayatta henüz yaşamadığı deneyimleri ona sanki bir oyundaymışcasına yaşatarak sanal bir deneyimle ona öğüt vermesi yada kişilik seviyesi atlatması durumu oluyor. Ama maalesef az okuyan bir toplumuz. Hadi kitap okumaya üşendik. Aynı olumlu etkiyi tiyatro vasıtasıyla da yaşayabiliriz. On günde bitireceğimiz bir kitap yerine doksan dakika süren bir tiyatro temsiline gittiğimizde yine aydınlanabiliriz. Bir tiyatro bileti 250 lira. Allah aşkına her gün nelere harcamıyoruz ki o kadar parayı. Devletin nasıl vatandaşın sağlığını güvenceye alan sağlık sistemi varsa bence birde Sosyal Sanatlar Kurumu oluşturulmalı ve sanatı tabana yaymalıdır. Devlet sağlık sistemi vatandaşın hastalıklarına tedavi sağladığı gibi kurulacak bir Sosyal Sanatlar Kurumu ile toplumsal cehalete de savaş açmalı; edebiyatı, tiyatroyu, sinemayı yani toplumu iyileştirecek sanatı halk arasında yaymalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder