Geçtiğimiz akşam Aktif Felsefe derneğinde Sevda Hocamız bize doğa yasalarından bahsetti. Özellikle 4 nolu yasa olan kast sistemi ilgimi çekti. Kast sistemi bir kaç bin yıl önce Hindistanda doğan bir sistem. Sistem bireyleri kapasitelerine göre sınıflandırıyor. İlk sırada işçi sınıfı yer alıyor. Bu insanın bilinci kendiyle sınırlı, erdemi iyi niyet ve işi işçilik. İkinci sırada tüccar geliyor. Bu insanın bilinci dahada gelişmiş kendisini ve ailesini kapsıyor. Erdemi ölçülülük. İşi tüccarlık. Üçüncü sırada savaşçı yer alıyor. Savaşçının bilinci; kendini, ailesini ve şehrini kapsıyor. Erdemi cesaret işi savaşçı olmak. Dördüncü ve son sırada ise Brahma yani din adamı var. Bu kişiler en yüksek bilinçte ve bilinçleri; kendini, ailesini, şehrini ve evreni kapsıyor. Erdemi basiret, işi ise yönetici rahip. Şimdi bu dört farklı insanı bir piramidin içine yerleştirelim. Ancak piramidi yatay çizgilerle katlara bölüp en alt kata işçileri ve en üst kata rahibi koymayacağız. Olayın püf noktası burda. Piramidi dikey çizgilerle bölüp her bölüme soldan sağa doğru işçi, tüccar, savaşçı ve brahma sınıfını temsil eden çöp adamları koyacağız ve bu adamlar el ele tutuşmuş olacak. Tüccar işçiye, savaşçı tüccara brahma ise savaşçıya el verecek. Gerektiğinde onu aydınlatıp düştüğü yerden kaldıracak. Kast sisteminin en hoşuma giden yanı; katlardan oluşan klasik piramit ile ifade edilen en tepede ceo'nun, alt katında müdür yardımcılarının en aşağı katta işçi sınıfının yer aldığı günümüz şirket hiyerarşisinden farklı olarak dikey değil yatay bir yapıda olması ve işçi,tüccar,savaşçı, brahman sınıflarının aynı düzlemde, aynı katta el ele olması bana günümüzde uygulanan şirket yada devlet yapısına göre çok daha adil ve şık geldi. Siz nedersiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder