Her bir Hüseyin Rahmi Gürpınar romanını bitirdikten sonra ona hayranlığım daha da artıyor. Bugün Şıpsevdi romanını bitirdim. Ortalıkta dolaşan küfürü, argoyu komiklik sanan sitcomları boşverin. Gürpınar bundan 100 yıl önce edebiyatla komedi yapmış. Amca parasıyla Fransa'da bir kaç yıl geçiren ama okumak yerine para yiyip gününü gün eden otuzundaki Meftun beyin kulaktan dolma bilgilerle temelsiz Fransız kültürüyle çevresine hava atmasını, yüklü bir mirasa konmak için kendisinin ve ailesinin onurunu yok etmesini, Meftun'un anne, teyze, anane, erkek kardeş, kız kardeş, kız yeğenler ve köşkteki hizmetlilerle olan komik olayları okurken eğleniyorsunuz. Ama hikeyenin sonu okuyunca okura sille vuran bir dramla bitiyor.
Gürpınar'ın bu romanındaki mekan tasvirleri ve karakter betimlemeleri çok zengin. Böylesine detaylı betimlemeleri Nazım Hikmetin Memleketimden İnsan Manzaraları kitabından hatırlıyorum. Bence bu romanın ana teması aldatmak. Eşlerin birbirlerini aldatmaları, menfaat için insanların birbirlerini aldatmaları daha vahimi yine menfaat için Mösyö Meftun'un ruhunu şeytana satması ve kendi kendisini aldatması ikbali için tüm ailesini ahlaksız fikirleriyle zehirleyerek ailesini yavaş yavaş felakete sürüklemesi. Ve romanın son anında dahi Meftun'un en ufak bir vicdan azabı çekmemesi ve kendini haklı görmesi. Gürpınar bu romanında Meftun karakteri üzerinden şeytanı mükemmel bir şekilde tasvir ediyor. Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan Şıpsevdi. Muhakkak okuyun derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder