Sürekli bir defans halindeyiz. Süper ligde küme düşmemeye oynayan anadolu takımı gibi defans yapıyoruz. İncinmekten çok korkuyoruz. Metrodaki adam bir şey söylerse, iş yerinde eleştirilirsek yada arkadaş grubunda küçük düşersek diye farkında olmadığımız ama göğsümüzün içindeki keman tellerini gıy gıy da gıy gıy diye çalan sürekli bir gerilim filminin içindeyiz. Hayatı kazanıp kaybetmek gibi algıladığımız bir futbol maçına çevirmişiz. Eğer birinden bir azar yersek küçük düşeceğimizi ve sadece bir kaç saniye süren o andan ötürü gemimizin su alacağını ve Titanik gibi batacağımızı zannediyoruz. O yüzden hem yumruklarımız sıkılı geziyoruz. Her an karşılık vermeye hazırız, her an yangın ihbarı bekleyen bir itfaiyeci gibi teyakkuzdayız. Bu durum bizde gereksiz stres yaratıyor. Stres demek huzursuzluk demek huzursuzluk hayat kalitemizin düşmesi demek. Gelen her oka duvar mı örmeliyiz? O zaman gitgide bizi sıkıştıran duvarlardan oluşan hücreye hapsederiz kendimizi. Özgür olmalıyız ve aksiliklerden korkmamalıyız. Bize yönelen her saldırıya cevap vermek ve tartışma alevlendirmek zorunda değiliz. Alttan aldığımız zaman gol yemeyiz sevgili okur. " Kusura bakmayın düşünememişim, haklısınız, pardon " demek gemimizi batırmaz. Değerli vaktimizi niye asabımızı bozacak tartışmalara kurban edelim ki. Tartışmadan kaçınmakta önemli bir yetenektir. Yıllar önce okuduğum Tongue Fu kitabında Türkçe karşılığı Dil kungfusu gibi bir şey, siz karşılık verdikçe karşınızdaki kişiye yeni saldırı şansı verirsiniz. Ama karşınızdakine 'Evet haklısın' derseniz o agresif kişinin size sözle saldırı kabiliyetini sıfırlamış olursunuz diyordu. Çok acayip insanların yaşadığı çok acayip bir ülkede yaşıyoruz. Hele büyük şehirler... Her an başka bir şeye sıkkın öfkesini sizden çıkartmak isteyen birine denk gelebiliriz. Sürekli defansta kalmadan, hayatımıza bizi tutsak eden duvarlar örmeden en iyisi o agresifleri muhatap almadan ustaca o düğüm haline gelebilecek tartışmalardan kaçınmak diye düşünüyorum. Karşınızdaki ateşse siz su olun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder