4 Nisan 2025 Cuma

Bilgi ve Duygu

 Sevgi, nefret, mutluluk, hüzün aklıma gelen duygular. Hiç düşündünüz mü duygularımızı bilgi ile kirletiyoruz. Parası bol, yakışıklı veya güzel olan birini sevdiğimizi zannediyoruz. İşimize gelmeyen bir doğru söylendiğinde o kişiden nefret ediyoruz. Sürekli alışveriş yapıp mutlu olduğumuzu zannediyoruz. İnsan uzun süredir duygularını saf olarak yaşamayı unuttu. Bir matematikci gibi Her şeyi formüle etme saplantısına düştük. Bizi hayalimizdeki ideal aşka, mutlak mutluluğa götürecek reçetelerin peşine düştük. Ortalık kişisel gelişim kitaplarından geçilmiyor. Her biri sihirli bir formülü olduğunu iddia ediyor. Biz de o formüle, bizi kutsal hazineye götürecek define haritası muamelesi yapıyoruz. Bilgi dediğimiz şey aslında çikolatanın ambalajıdır. Tadına bakmadan onun hakkında sağlıklı bir hissiyata varamayız. Bilgi ön yargıdır ve duygunun saflığını bozar. Patron olduğunuzu ve işe yeni bir eleman alacağınızı düşünün. Önce adayın CV'sini incelersiniz bu olayın bilgi kısmıdır. Daha sonra adayı mülakata alır ve sohbet edersiniz, uygunsa deneme sürecinden sonra işe alırsınız. Bahsettiğim ikinci adım olayın duygu kısmıdır. Bu aslında mantık-duygu paradoksunu da yaratır. Ben oyumu duygudan yana kullanacağım. Bir örnek verecek olursak: mantık evliliği yapan mı daha mutludur yoksa aşk evliliği yapan mı? Tabi ki aşk evliliği yapan. Şu iki şeyi birbirine karıştırmamamız gerekir. Bilgi araçtır, duygu ise amaçtır. Bilgi bizi üzerinde taşıyıp nehri geçirecek bir attır. Duygu yerine bilgiyi hayatımızın merkezi yaparsak o zaman atı sırtımıza alır belimize kadar suya girip nehri nefes nefese kanter içinde geçmeye çalışırız. Bilginin kavramsal, duygunun ise deneyimsel olduğunu unutmamalıyız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder