Kendini fethet, dünyayı fethedersin demiş Platon. İnsanoğlu tarih boyunca yaşamın anlamını arayıp durmuş. Yaşam dediğimiz şey koca bir dünyada olup bitiyor. Tarihsel olayları ve savaşları inceliyoruz, bize yabancı olan insanları inceliyoruz, tabiatı inceliyoruz, dinleri inceliyoruz, bilim dalları geliştirip hayatın modelini çıkarmaya çalışıyoruz. Hayat girilecek bir kapıysa anahtarı biziz. O kapıyı açacak 4 haneli pasword biziz. O şifre bizde saklı ama bunun farkında değiliz. Tarihteki savaşları anlamak için kendi ruhumuzda yaşadığımız çatışmalara bakmamız yeterli. Bir tohumun topraktan çıkıp ağaç olmasını anlamak istiyorsak hayatta kendimizi bilinç ve ruh anlamında nasıl tekrar tekrar doğurduğumuzu anlamamız yeterli. Bir şehri yerle bir eden kasırgayı anlamak istiyorsak bakışlarımızı kendi öfkemize çevirmemiz yeterli. Dünyanın güneşin etrafında neden döndüğünü anlamamız için fizik bilimini bilmemize gerek yok kendimizin nasıl sevgilimizin, eşimizin etrafında döndüğümüze bakmamız yeterli. Geceleyin çok uzaklarda parlayan yıldızların sırrına erişmemiz için en umutsuz ve karanlık anımızda içimizde parlayan umut duygusuna bakmamız yeyerli. Dinleri anlamak istiyorsak Aşk'a bakmak yeterli. İbadeti anlamak istiyorsak mutlu olmak yeterli. Tanrı'yı anlamak istiyorsak sevmek yeterli. Velhasıl kelam dünyayı bilmek için kendini bilmek yeterli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder