Hayatı çok da ciddiye almamak lazım. Hayat içinde kaybolduğumuz bir labirent değil.Bazen öyle hissederiz. Ama o labirenti kendimiz yaratıyoruz. Terk etmekten korktuğumuz tutkularımızla, ısrarcı olduğumuz isteklerimizle yada elde edince herşeyin değişeceğini sandığımız hayallerimizle. Hayat müzik çalan bir orkestra. Orkestra rock çalıyorsa rock söylemeliyiz, orkestra slow çalıyorsa slow söylemeliyiz. Yani arka fonda çalan şarkıya eşlik edebilmeliyiz. Eğer orkestraya eşlik edemiyorsak o zaman yaşama ritmimizi kaybeder ve kendi labirentimizi yaratır ve tutsak düşeriz. Bazen bırakmak, terk etmek gerekir. Tutkularımızı, isteklerimizi ve hayallerimizi... Bunlar sözlerini bildiğimiz bizim şarkılarımızdır. Her şarkı her yerde söylenmez. Bahsettiğim bu bırakma olayını başarabilirsek gerçekten özgür oluruz. Eğer çalan şarkıyı bilmiyorsak o zaman bildiğimiz şarkıları çalan başka bir mahalledeki orkestraya gitmeli şarkımızı orada söylemeliyiz. Hayatla ahengi yakaladığımızda gerçekten mutlu oluruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder