Vakti zamanında dervişin biri hakikati arıyormuş. Her şeyi gözden çıkarmış yollara düşmüş. Bir işaret arıyormuş. Çölde yolunu bulmaya çalışırken üç atlı adama denk gelmiş. Atlılar ona saksıda bir nergis çiçeği uzatmışlar ve " Aradığını bulmak istiyorsan buna hizmet et " buyurmuşlar. Derviş hakikati bulmak için nergis çiçeğine hizmet ediyormuş artık. Bir gün çiçeği bir koyun yemiş. Derviş bu sefer koyuna hizmet etmeye başlamış. Onu beslemiş, büyütmüş, korumuş... Yanından hiç ayırmamış. Dervişin borcundan dolayı koyuna el koymuşlar ve pazarda kadının birine satmışlar. Derviş koyunun peşini bırakmamış ve koyunu takip etmiş. Götürüldüğü yerde koyunu kurban etmişler, etini komşulara dağıtmışlar ve ailenin kendisi de yemiş koyynun etinden. Bizim derviş de varmış kapılarına onlara hizmet etmek istediğini ve kendisini köle olarak kabul etmelerini istemiş. Meğer ailenin reisi Allah dostu bir kamil mürşidmiş. Dervişi talebesi olarak kabul etmiş ve kısa sürede Allah'a kul olma yolunda menzile ulaştırmış bizimkini. Bu hikayeden anlayacağımız: işaretler heryerde var. Mühim olan bizim o işaretleri görmemiz için kalp gözümüzle bakmamız, sabırlı olmamız ve yaradana olan inancımızı muhafaza etmemiz. İşaretlere hikayedeki derviş gibi sımsıkı tutunalım ve sabır gösterelim. Sonunda Allah bizi muradımıza kavuşturacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder