12 Nisan 2024 Cuma

Çığ

 Anne babamızı, tenimizin rengini, ülkeyi, konuştuğumuz dili, kültürümüzü, neye inanıp neye inanmayacağımızı seçemiyoruz dünyaya gelirken. Saydığım bu özellikler bizim için kura gibi bir şey aslında. Amerika'da bir aile komşularıyla beraber villasının bahçesinde superbowl finalini izlerken barbekü partisi yapıp biralarını içerken, Gazze'de bir ailenin yarısı İsrail'in attığı bombalar sonucu yok olabiliyor, kalan yarısı ise enkazların arasında elektriksiz, aç susuz Acun'un programı gibi değil, gerçek anlamda survivor yaşam savaşı verebiliyor. Dünya hiç adil bir yer değil. Ekonomik, askeri ve medya gücü zalimlerin elinde. Bu gücü kullanarak yaklaşık yirmi yıl önce Saddam'ın elinde kimyasal silah var yalanıyla Irak'ı işgal edip bir milyon masum insanın ölümüne neden olmadılar mı? O zaman dünya seyirci kaldı. Şimdi de Gazze'deki İsrail zulümüne seyirci kalıyor. Vakti zamanında karlı bir dağın dibinde bir köy varmış. Köyün büyük bir korkusu varmış. Köylüler dağın tepesinde bir çığ olduğunu düşünüyorlarmış ve çığın düşüp tüm köyün yok olmaması için çıt bile çıkarmıyorlarmış. Köylü çığın korkusundan yıllardır konuşamıyor ses çıkartmıyormuş. Derken bir gün bir çocuk doğmuş. O çocuk daha köylü ağzını kapatmaya fırsat bulamadan tüm gücüyle haykırmış. Köylüler şimdi yandık tepemize çocuğun gürültüsünden ötürü dağdaki çığ düşecek ve hepimiz yok olacağız demişler. Çocuk haykırmaya devam etmiş fakat çığ mığ düşmemiş. Bir süre sonra köylüler yıllardır boşuna korktuklarını ve aslında çığın olmadığını anlamışlar. Herkes evinden bahçelere çıkmış şarkılar söyleyip danslar etmişler ve özgürlüğü kutlamışlar. Modern dünyanın kafasında da çığ korkusu gibi bir ABD, İsrail korkusu var. Bize korkulacak bir şey olmadığını gösterecek cesur bir çocuğun haykırışına ihtiyacımız var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder