Geçen yazıda evrende renkler olduğu gibi insanın iç aleminde yani özünde de renkler ( manalar ) bulunduğunu ancak bunların bedenimizin karanlığında kaldığını söylemiştim. İçimizdeki renkleri görebilmek için tıpkı dünyada olduğu gibi bir ışığa ihtiyacımız olduğunu özümüzdeki manaları açığa çıkarmak için Tanrı'nın nuruna ihtiyacımız olduğundan bahsetmiştim. Ruhumuza ışık tutarak ruh banyosu yapacağımızı ve mutsuzluklarımızın ardında yatan ruhumuza yapışmış parazitleri fark edeceğimizi söylemiştim.
Peki nedir bu parazitler? Geçmişte yaptığımız bir hata ve başkalarına isteyerek veya istemeyerek verdiğimiz zarar olabilir. Elimizde olmadan yaptığımız bir hata ise yaşadığımız suçluluk psikolojinden kurtulmalı kendimizi hapsettiğimiz kurban rolünden çıkarmalıyız. Kendimizi affetmeliyiz. Bilerek yaptığımız bir kötülükse hatamızı kabul edip tövbe etmeliyiz ve zararımızın dokunduğu kişiye gidip helalleşmeliyiz.
Bir diğer parazit türü kıskançlıktır. Bu o kadar sinsidirki bir başkasının hayatına gizliden gizliye özeniriz ve o şartlara sahip olmadığımız için gizli bir mutsuzluk yaşarız. Bu tıpkı toprak altına gömülmüş gizli bir mayın gibidir. Öfke gibi patlayınca farkederiz ama ruh banyosu yapmamışsak nedenini asla bilemeyiz. Peki çözümü ne? Çözüm şükür. Çünkü biz şükredince halimizden memnun olduğumuzu kalbimizde Tanrı'ya beyan ediyoruz. Unutmamalıyızki bizim şikayet ettiğimiz hayatımız bir başkasının rüyası olabilir.
Bir başka parazit bize zararı dokunmuş olayları veya kişilere karşı duyduğumuz öfke. Hayat karşımıza türlü türlü insanlar ve olaylar çıkartıyor. Bazen haksızlığa uğruyoruz. Bize her zararı dokunan için duyduğumuz her bir öfke için sırtımızda taşıdığımız çuvala bir taş atıyoruz. 100 tane haksızlık, çuvalda 100 taş... Hayatla helalleşemedikçe her geçen gün sırtımızdaki yük artıyor. Bunun en güzel yolu affetmekte. Belki zor ama affedelim sevgili okur.
Son tip parazite geldik. O da kaygı. Gelecek bizi kaygılandırır. Eğer müsade edersek zihnimiz korku filmi çekmeye bayılır. Bunun için tedbirimizi almalı, kadere güvenmeli ve Allah'a tevekkül etmeliyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder