Evren renklerden oluşmuştur. Biz bu renkleri ışık olmadan göremeyiz. Karanlıkta o renklerin üzerine gölgeler örtülür. İnsanın özüde renklerden yani manalardan oluşmuştur. Yeşil cömertlik, mavi sevgi, kırmızı adalet gibi... Özümüzdeki bu renkleri görebilmek için yine ışığa yani harici bir nura ihtiyacımız vardır. Özümüzdeki manaları keşfedebilmek için Tanrı'nın nuruna ihtiyacımız vardır. Bu nura yola koyularak yani İslamla ahlaklanarak, iyi insanlarla hemhal olarak sahip olabiliriz. Allah dünyaya, 7 kat semaya sığmamıştır ama kulunun kalbine sığmıştır. Kibrimizden, egomuzdan, nefsimizden oluşan cüssemizi terk ettiğimizde kendi kalbimize girebiliriz ve renklerimizi görebiliriz.
Mevlana: Şaşı olma. Şaşılar biri iki görür. Sen surete taparsan iki görürsün. Suretten kurtulana göre ise birdir der. Suret nedir? Dünyevi zevkler, mal mülk, duyu organlarımızla cismi alemin hapishanesine kendimizi hapsetmektir. Gözümüzle değil kalbimizle görmeye başladığımızda, kulağımızla değil kalbimizle işittiğimizde cismi değil manayı fark ettiğimizde putlarımızı kıracağız ve sözle değil kalbimizle la ilahe illallah ( Allah tekdir ) diyeceğiz.
Kadere iman etmeyi uzun süre önce terk ettik. Balya balya para, gayrimenkul tapusu, hisse senedi istifleyip " Geleceğimi bunlar garanti ediyor " diyoruz. Sevginin yerine 24 saatlik ilişkilerden one night stand lerden elde ettiğimiz tensel arzuları ve şehveti koyduk. Birde boş işlere koyulduk. Zihnimizi kendi icadımız olan sosyal medyadaki saçmalıklarla doldurduk. Gidişat iyi değil ama son nefese kadar kötüyü iyi yapma gücümüz var. Bugün kalan hayatının ilk günü ve değişime başlamaya ne dersin sevgili okur?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder