10 Ağustos 2024 Cumartesi

Karanlık

 Çocukken karanlıktan korkardık. Karanlık gün içinde görmeye alıştığımız dünyayı örterdi. Gökyüzü, ağaçlar, yollar, odamız, oyuncak ayımız gecenin gölgesiyle örtüldü mü huzursuz olurduk. Sahip olduklarımızı güneş doğana kadar örten karanlık bize kaybetmeyi hatırlatırdı. Kaybetmeye, kaybetme ihtimaline tahammül edemeyişimizden kaynaklıydı bu çocuksu korkumuz. Karanlık, göğün mavisini, ağacın yeşilini, odamızın duvarındaki He-Man yada Barbie posterini, oyuncak ayımızın sevimliliğini yutardı. Biz kaybetmekten korkuyoruz. Ama bir anlasak evimizin, arabamızın, eşimizin, çocuğumuzun hatta kendi canımızın bile sahibi değiliz. Biz birer emanetçiyiz. Bu hayatlar bize geçici süreliğine emanet edilmiş ve bir gün sahibine teslim edeceğiz. Bunu anlayınca korkacak bir şeyimiz kalmayacak. Bir bilsek insanın şu ömürde geçirdiği iki gece vardır. Sadece iki gece. Birincisi ana karnında geçirdiği gece. İkincisi kabirde geçirdiği gece. İki gecenin de ardından doğumlar yaşanır. Ahir ve ahiretlik ömrümüze başlarız. 22 yıldır ülkemizde uğursuz bir karanlık var. Sanata, sanatçıya, aydına, ağaca, sokak hayvanlarına düşman bir anlayış var. Bu kötülüğün karşısında olan dürüst ve cesur insanları hapislere attılar karanlığa mahkum ettiler. Bizi gömdüler ama tohum olduğumuzu bilmiyorlardı. Bu yeni bir doğum öncesi yaşanan karanlık. Bu gecenin elbet bir sabahı olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder