Şu koskocaman dünyada gün bile yeniden doğarken sen niye yeniden doğmayacaksın? Kuşlar ağaçlarda cıvıldarken ve her gün şarkılarını söylerken sen niye sözünü saklayacaksın? Dağlar bile bulutlara kavuşmuşken sen niye sevdiğinden ayrı kalacaksın? Tohum karanlıktan korkmazken ve sonunda ağaç olurken sen niye kabirden korkacaksın? Kılavuzun Kuran'ken sen niye yönünü şaşıracaksın? Fatih İstanbul'u fethetti, o büyük fetihti sen kaderindeki insanların gönlünü fethedeceksin. Gemiler karadan yürüdü, toplar döküldü. Sen sevgini gönülden gönüle yürütecek, kelimelerini gönüllere dökeceksin. Umudunu asla kaybetmeyeceksin. Yunus nasıl balığın karnından kurtulduysa sende Rabbine sığınıp içinde bulunduğun hayatın açmazlarından kurtulacaksın. İsa nasıl çoban olduysa sende kalbindeki duygulara, ihtiraslara, nefsine çoban olacaksın. Ha birde gülmeyi unutmayacaksın. Baharda hayata gülen çiçekler gibi güleceksin. Kırlarda açan papatyalar gibi güleceksin. Birde seveceksin. Toprağın tohumu sevmesi gibi baharın çiçeği sevmesi gibi seveceksin. Seveceksin aldığın nefesi, kalbini çarptıran hevesi, yaşadığın alemi ve herşeyden önemlisi kendini.Günaydın sevgili okur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder