Mum bir başka mumu tutuşturmakla ateşinden bir şey kaybetmez. Paramızın zekatı olduğu gibi bilgimizin de zekatı var. Benim yazı yazmamda ki en büyük motivasyon bu aslında. Hayattaki her bireyin kişisel deneyimi yaştan bağımsız olarak farklı oluyor. 60 yaşındaki biri 40 yaşındaki birinin deneyiminden faydalanırken o 40 yaşındaki biride 20 yaşındaki birinden bir şeyler öğrenebiliyor. Evrendeki herkes birbirlerine görünmez iplerle bağlı aslında. O ipler kalbimizden çıkıyor ve bir başka kimsenin kalbine bağlanıyor. Kendi başımıza bir anlam ifade etmezken diğerleriyle birlikte yapbozu tamamlıyoruz ve mana kazanıyoruz. Ekip olmaktan bahsediyorum. Ev işlerinde ana, baba, çocuğun ekip olmasından bahsediyorum, okulda biri fen derslerinde diğeri sosyal bilgilerde iyi olan iki arkadaşın ekip olup birbirlerinin eksiğini tamamlamalarından bahsediyorum, iki genç aşığın ekip olup hayatın zorluklarına birlikte göğüs germelerinden bahsediyorum hadi biraz makro örnek vereyim; filenin sultanlarının ekip olup avrupa ve dünya şampiyonu olmalarından, kurtuluş savaşında milletin Atatürk önderliğinde ekip olup vatanı kudtarmasından bahsediyorum. Vücudumuzda her bir organın farklı işlevleri varken ( gözler görür, kukaklar duyar, beyin düşünür, ağız yer ve konuşur, mide sindirir, ayaklar yürür, eller tutar ) ekip olarak çalışıp bir araya gelince insan denen anlamlı bir bütünü oluşturuyorsa bizde hayatımızdaki en basitinden en karmaşığına her işte kendi ekiplerimizi kurmalıyız. Boşuna dememişler " Bir elin nesi var, iki elin sesi var " diye.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder