Dürüstlük bu devirde zor bulunan bir erdem. Kandırılmayı kimse hazmedemez. Hep dürüstlük ararız. Peki biz kendimize "Ben dürüst müyüm acaba?" diye soruyor muyuz? Öğrenciyken kopya çekeriz, işe girerken dayımızı araya koyar torpil yaparız, köşeye sıkıştığımızda pembe yalanlar söyleriz, eğlenceye gider alkollü araba süreriz, evde gürültü yapar komşumuzu rahatsız ederiz, geliri az gösterir vergi kaçırırız. Şimdi dürüst olun. Şu örneklerden en az birini aranızda yapmayanınız yoktur. Biz dürüst olmadıktan sonra toplumun nasıl dürüst olmasını bekleyebiliriz. Başkalarına karşı geçtim, biz kendimize karşı bile dürüst değiliz. İstediğimiz hayatları değil statükonun bize dayattığı hayatları yaşıyoruz. Kariyer, maaş, iş üçgenine hapsedilmişiz ve bir avuç azınlık emeğimizi sömürerek zengin olurken karşılığında gençliğimizi, en güzel yıllarımızı, ailemize ve kendimize ayırcağımız güzel zamanlarımızı çok düşük bir bedel karşılığında satıyoruz. Kaçımız hayal ettiğimiz işte çalışıyor? Kaçımız yapmak istediği şeyleri gerçekten yapabiliyor? Kendimize "Ben gerçekten mutlu muyum? " diye soruyor muyuz? Kapitalizimin iş adını verdiği modern kölelik düzeninin zalimce dönen çarklarında umutlarımız, hayallerimiz ve özgürlüğümüz törpülenmiş. Çocuğumuzun büyüyüşünü, eşimizle paylaşacağımız romantizmi, sahilde keyifle içeceğimiz bir kahvenin bize vereceği keyfi kaçırıyoruz bu çılgın hayatın içinde. Sadece barınma ve karın tokluğu için patronlarımıza ipotek ettiğimiz hayatlarımızda kendine, sevdiklerine ayıracağı zamanı, duyguları, umutları, enerjisi elinden alınmış robotlara dönüşmüşüz. Bilim adamları boşuna uğraşmasın insansı robot yapacağız diye... Bu modern kölelik düzeni insanları; avuç içlerindeki ekranlara hapsolmuş zihni, kalbi esir alınmış robotlara dönüştürdü bile. Velhasıl kelam dürüst olacağız. Önce kendimize karşı. Zincirlerimizi kıracağız ve özgür olacağız. Özgürlüğü ve dürüstlüğü tabandan toplumun geneline yayacağız ve yanımızdaki uyuyanı uyandıracağız. Aydınlanma böyle gelecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder