19 Ocak 2024 Cuma

Bilinmezlik

 Bilinmeyenle barışık değiliz. Biz insanlar soru işaretlerinden oldum olası korktuk. Öylesine korktuk ki modern matematik, fizik bilimi soru işaretine olan bu korkumuz sebebiyle doğdu.  Soru işaretlerinin çözümü için geliştirdiğimiz formüller insanlığın faydasına oldu. Havada saatlerce kalabilen uçaklar, yolda giden arabalar, enerji santralleri ve her sorumuzun cevabını bir kaç saniyede veren Google babayı icat ettik. Biz bilinmeyene olan korkumuzu bilime çevirdik ve teknolojiyle dünyaya hükmettik. Ama kendimize yani nefsimize hükmetmeyi başaramadık. Piyasa kişisel gelişim kitaplarından geçilmiyor. Hep bir formül peşindeyiz. Sevgilimizle, ailemizle, çocuğumuzla yada iş yaşamımızla nasıl kusursuz ilişkimiz olabilirin peşindeyiz. Hayatla kusursuz bir diyalog kurmanın hayalini kuruyoruz. O kişisel gelişim kitaplarından yada sosyal medyadaki uzmanların videolarından bunun formülünü arıyoruz. Çocuklarımız büyüyorken yüreğimize kocaman bir soru işareti oturuyor. Çok fazla Big Mac yemiş obez bir soru işareti bu, soluğumuzu kesiyor. " Ya çocuklarım ahlaklı yetişmezse, ya çocuklarım iyi tahsil almazsa, sevgilimle şu an iyiyim ama ya onu kaybedersem... " Bilinmeyenle barışık değiliz. Sorulara alışık değiliz. Her birimiz sahip olduklarını, sınırlarını ve kaynaklarını garanti altına almaya çalışan küçük birer emperyalist devlete dönmüşüz. Hayatla kusursuz diyaloğa sahip olmanın ve garanti bir geleceğin formülünün peşindeyken kendi kendimizi tüketiyoruz. Şunu anlamamız gerekiyor: hayatta sorular ve bilinmezlikler olmasaydı beynimizde olmazdı. Bize beyin boşuna verilmemiş. Yürürken ayaklarımızı, yemek yerken elimizi kullandığımız gibi sevgilimizle, çocuklarımızla, işimizle ve hayatla olan ilişkimizde aklımızı kullanacağız. Unutmayın ki hayat karşınıza halen sorular ve bilinmezlikler getiriyorsa bu iyi haber çünkü hayat sizi halen muhatap alıyor demek ki... Sahip olduklarınız; eş, çocuk, iş tüm bunlar sizin için açılmamış fiyonglu bir hediye paketi. Onlarla ilgili zihninizde beliren geleceğimiz ne olacak sorularını bir kenara bırakın. Onlar sizin hediyeniz. Ve hediye hiç kötü çıkar mı? Yaşayın, sevin, kendinizi adayın ve yaşadıkça soruların cevaplarını yavaş yavaş bulun ve mutlu olun. Bilinmezlikle helalleşin ve kabul edin. Hiç sonunu bildiğiniz bir kitabı okurken zevk alır mıydınız. Unutmayın; hayatın tadı bilinmezliğinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder