Herkes kendi hikayesinin kahramanı. Başkalarının yönlendirmelerini yaşarsan kendinin değil bir başkasının hayatını yaşarsın. Oysaki sana kendi hikayeni yaşaman için hayatında başrol verildi. İç sesini dinle içinden geldiği gibi yaşa. Bu satırları yazma sebebim arkadaşım Mustafa. Kendisi çocukluk arkadaşım. Otuz yıllık geçmişimiz var. Kendisi müdavimi olduğum kafenin sahibi. Daha doğrusu sahibiydi. Radikal bir karar aldı ve herşeyi geride bırakıp Almanya'ya gidecek. Dilini bilmediği, kimseyi tanımadığı yepyeni bir macera bekliyor onu. Ben onun bu cesaretini takdir ediyorum. İşini gücünü, ailesini, anılarını geride bırakıyor Mustafa. Kuantum evreninde her saniye milyarlarca olasılık beliriyor bizim için. Ama sadece birini yaşıyoruz. Sevdiğim biri " Hayatını kendin eline al. Yoksa başkaları senin yerine alır " demişti. Şu hayatta kendi hikayesinin kahramanı olanlar mutlu oluyor. Ben buna inanıyorum. Kendinize hiç sordunuz mu sevgili okur? Sevdiğim mesleği mi yapıyorum? Yalnızlığımdan yada tersi hayatımı paylaştığım kişiden razı mıyım? Yaşadığım şehirden razı mıyım? Hayatımdan razı mıyım? Hemen cevap vermeyin ve şöyle bir düşünün. İyice düşünün... Acaba bu yaşıma kadar kendi seçtiğim hayatı mı yaşadım? Ben size bir ihtilalden bahsediyorum. Özgürleşmek istiyorsanız devrim kaçınılmazdır. Kendimize vakit ayıramadığımız, küçük mutlulukların, nedensiz kahkahaların bile kaf dağının ardında kaldığı bizi esareti altına alan sözde modern hayatlarımızdan kurtulmaktan ve gerçek özgürlüğe kavuşmaktan bahsediyorum. Bunun için kendi hayatlarımızda devrim yapmalıyız ve kendi hikayemizin kahramanı olmalıyız. Hepinize güzel bir hafta diliyorum sevgili okurlar. Sizi çok seviyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder