Türkiye'de kimseye yaranamadığın tek meslek hakemliktir. Kahve muhabbetlerinde " Şerefsiz hakem şike yapmış, bilnemne çocuğu hakem takımı doğradı... " diye milyonlarca kez hakemin kulakları çınlatılır. Hakem futbol oyununda hakimlik yapar. Adaleti dağıtmakla yükümlüdür. Sahadaki 22 azgın futbolcuyu idare etmek zorundadır. Milyonlarca doların döndüğü bacasız sanayi futbolda takımların kaderini belirler. Ben şuna ifrit oluyorum. Ülkemizde adalet vicdanını yitirmiş, İstanbul Anadolu adliyesi başsavcısı adliyede bazı hakimlerin para karşılığı suçluların lehine karar verdiğine dair yani kirli bir dava borsası oluştuğuna dair üst makamlara dikekçe yazıyor, Somali cumhurbaşkanının oğlu iki çocuk babası ekmek parasının peşindeki moto kuryeyi ezip polisler tarafından serbest bırakılıyor ancak biz ülkemizdeki şirazesi kaymış adaleti Çemişkezeksporun verilmeyen penaltısı kadar konuşmuyoruz. Toplumumuz futbolla uyutuluyor ve apolitikleştiriyor. Ülke sorunlarını konuşmuyor, anayasada hak olarak verilmiş barışçıl mitinglerle hakkını aramıyor. Koyun gibi milletiz... Türk'ün hak aradığı tek konu o hafta tuttuğu takımın maçında penaltısının verilmemesi sonucu hakeme kahvede yada sosyal medyada ana avrat düz gitmesi. Dün akşam bunun daha ileri versiyonuna şahit olduk Ankaragücü-Çaykurrizespor maçında. Maç sonunda eski AKP milletvekili Ankaragücü başkanı sahaya girdi ve hakem Halil Umut Meler'i dövdü. Sözün bittiği noktadayız. Ülkede adalet olmayınca herkes kendi adaletini tesis etmeye çalışıyor. Bir sokak röportajında vatandaş " AKP sayesinde artık doktorları dövebiliyoruz " demişti iyi mi? Doktora dayak, hakeme dayak, zeytinlikleri savunan köylüye yandaş müteahhitlerin özel güvenliği haline getirilmiş kolluk kuvvetlerince biber gazı ve dayak, yandaşa ise kıyak... Türkiye yüzyılı başladı. Hep birlikte şahlanıyoruz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder