Seviyoruz, darılıyoruz, gülüyoruz, kızıyoruz. Hayatı her an birbirine benzemeyen duygularla yaşıyoruz. Hayat çözülecek bir matematik denklemi değil. Çünkü kontrolümüz altında olmayan değişkenler dahil oluyor her an. Hayat boyanacak bir tablo, yazılacak bir şiir, bestelenecek bir senfoni. Hayat yaşanacak bir sanat. Yani bir matematik problemi değil. Biz ise kişisel deneyimlerimizden kurallar çıkarmaya bayılıyoruz. Denklemler yazıp geleceği tahmin etmeye kalkıyoruz. Geleceği bilince ne olacak ki? Eğer bilinmesi gereken bir şey olsaydı Tanrı zaten hepimize bildirirdi. Şu an yaşanmadan gelecek tayin edilemez. Mühim olan bugünümüzü güzel yaşamak. Hayat sürprizlerle dolu. Karşımıza çıkardığı kişilerle, işaretleriyle, sınavlarıyla ve yaşattığı olaylarla. Asla "asla" dememek lazım. Hayat önümüze öyle dönüm noktaları koyuyorki, bir yıl önceki ben ile bir yıl sonraki ben birbirinden tamamen farklı oluyor. Aslında hepimiz birer aktörüz. Bazen neşeli kişiyi, bazen hüzünlü kişiyi, bazen güçlüyü, bazen zayıfı oynuyoruz. Hangi seneryonun ne zaman geleceğini bilemiyoruz. Tamamen sürpriz. Bize düşen rolümüzü oynamak. Oynadıkça kişiliğimiz derinleşiyor, karakterimiz gelişiyor daldaki meyve gibi olgunlaşıyoruz. İki şeyi atlamamamız gerekiyor. Varlıkta şükür, yoklukta sabır. Sabır ve şükrü kalbimizde taşırsak hayatı severiz, gerçekten mutlu oluruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder