Hepimiz huzuru arıyoruz. İş hayatı stresli, sokak stresli, mahalle stresli, ülke gündemi stresli... Siz ne zaman huzurlu oluyorsunuz? Eşinizle, çocuğunuzla akşam sofraya oturduğunuzda mı, sessiz bir odada kitap okurken mi, sabah yürüyüşe çıktığınızda mı yada bir hobinizi yaparken mi? Yaz geldi mi denizde havuzda yüzeriz. Benim stilim: dört kulaçtan sonra yandan nefes alma. Hayat biraz da yüzmeye benziyor. Çocukluk dönemimiz bitip gençliğe adım atınca hepimiz sırayla o suyun içine bırakılıyoruz. E hayat bu; bazen dalgalı bazen rüzgarlı oluyor. O hayat okyanusunda bir yerlerden bir yerlere yüzüyoruz. Kimimiz bir adaya bir sahile ulaşacak kadar şanslı oluyor. Hayat mücadelesine devam edebilmemiz için tıpkı yüzmede olduğu gibi nefes almamız gerekiyor. İşte o dört kulaç ardındaki nefeslenmemiz aslında hayatımızda ki "huzur" anları. Bizim sağlıklı yaşamak için huzura ihtiyacımız var. Huzurda olmak diyince benim aklıma Tanrının huzurunda olmak geliyor. Huzurda olmak... O'nun huzurunda olmak. Bu bilinçte olursak en stresli ortamlarda bile olaylardan etkilenmeden huzura sahip olabiliriz. Hiç batmayan gemi gibi oluruz. Bir gemi etrafı suyla çevrili olduğu için batmaz içine su aldığı için batar. Biz içimizi sağlam tutarsak, her daim huzurda olursak istikamette oluruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder