22 Mayıs 2025 Perşembe

İnsanın 3 Atı

 Zaman hem dost hem düşman insana. İnsan yaralarını emanet ediyor ona. O da istisnasız dil, din, ırk ayırt etmeden herkesin yarasını şifalandırıyor. Ancak insan zordayken dertlerle, tasalarla bir oluyor bu sefer yavaş akıyor ve çekilen acıyı katmerliyor. Dostluklar, aşklar zamanla sağlamlaşıyor, güzelleşiyor. Zaman gençken yavaş belli bi yaştan sonra hızlı akıyor. Tıpkı bir tepeye tırmanmak gidi. Ağır ağır çıkıyorsunuz sonrada son sürat yokuş aşağı iniyorsunuz. İndiğin yokuşu tırmanan başka kişilere rastlıyorsunuz. Siz inerken onlar yeni çıkıyor. Aslında onlar başkası değil sizin öteki benleriniz oluyor. Onlarla karşılaştığınızda iki kelam ediyorsunuz, tecrübelerinizi aktarıyorsunuz. Bak şurada bir tümsek var, şurada bir çukur, şurada bir diken dikkat et ayağına batmasın diyorsunuz. Zaman dağ başında yanan bir ateş. O ateş doğumunuzda yanıyor ve ölünce sönüyor. Herkesin kendi ateşi var. O ateşe odun olarak gençliğinizi atıyorsunuz ve karşılığında karanlığınızı aydınlatan tecrübeyi yani ışığı satın alıyorsunuz. Geçmiş zaman, hatıralarımızın karıştığı artık aklımıza ait bir parça oluyor. Hafıza oluyor. Özlemimiz oluyor, kararlarımızı şekillendiren deneyimimiz oluyor Gelecek ise umudunuz oluyor, kabul olacak duanız oluyor. Şu hayatta insanın üç atı oluyor. Geçmiş zihnimize bağladığımız atımız oluyor. Gelecek zaman ise üzerinden inemediğimiz bizi nereye götüreceğini bilemediğimiz ovalarda dört nala giden pranga vurulmaz vahşi bir at oluyor. Gerçekten yaşadığımız tek an şimdimiz. Buda dizginleri elimizde olan söz geçirebildiğimiz başka bir at. Ona iyi davranırsak biz nereye istersek oraya gidiyor. Hayat bir an. Ya efendisi oluyoruz yada kölesi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder