Biri sizi sinirlendirmişse sizi ele geçirmiştir demiş Konfüçyüs. Bir cümlenin kapladığı yer ufacık bir şey. Hepi topu yanyana gelmiş bir kaç kelime. Ama öyle cümleler var ki zehirli. Kendini tamamlayamamış noksan insanların içlerindeki zehri başkalarına akıtma gibi huyları var. Bu kişilerin kalpleri yıllardır öyle karanlıkta kalmış ki saflığı unutmuşlar. Gördükleri her erdemli davranışın arkasında bir bit yeniği arayıp dururlar:
*Yok yok. Ahmet bu iyiliği karşılıksız yapmış olamaz. Kesin bir çıkarı vardır.
* Şu ikisi arkadaş gibi duruyor ama kesin yaşadıkları bir şey var.
*Bu devirde kim Şule kadar para kazanıyor? Bu kazancın arkasında kesin bir yolsuzluk var.
Bu tip cümleler kurup her şeye bir kulp takarlar. Yaptığınız on işten dokuzu güzelse sizi kötü olan bir iş için eleştirirler. Hep kötümserlerdir. Bardağın dolu tarafını görmezler. Sokrates'in bu tiplere uyan bir sözü var: Saf olmayan biri için saflığı anlamak imkansızdır. Bu tip insanları kaale almayın. Dikenli cümlelerinin ruhunuzu zehirlemesine izin vermeyin. Daha öncede bahsetmiştim. Güney Amerikalı yazar Miguel Ruiz'in meşhur dört antlaşması var:
1-Hiç bir şeyi kişisel alma
2-Varsayımda bulunma
3-Sözlerinde özenli ol
4-Daima yapabildiğinin en iyisini yap
Ben on yıldır bu dört anlaşmayı uyguluyorum ve hayatım kurtuldu diyebilirim. Sizde deneyin. Daha ileri bilgi için Miguel Ruiz-Dört Anlaşma kitabını okuyabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder