Bir adam sahilde yürürken balıkçıya denk gelir. Balıkçının yanında bir sepet görür. Sepetin içinde yengeçler vardır. Ancak sepetin üzerinde kapak yoktur. Adam yengeçlerin kaçacağını düşünür ama yengeçler kaçmaz. " Neden ? " diye balıkçıya sorar. Balıkçı " Eğer sepette tek yengeç olsaydı kaçabilirdi. Ama çok yengeç olunca diğerleri sepetten çıkmak isteyen yengeci yukarı itmek yerine aşağı çekiyorlar. Bu davranış sepete yeni gelen yengeçler tarafından öğreniliyor ve sonuçta hiç bir yengeç kaçamıyor. Herkes kaybediyor " diye cevap verir. Bu durum Yengeç Sepeti Sendromu olarak bilinir. İnsanlar da yengeçler gibi davranmıyorlar mı sevgili okur. Sahip oldukları kıskançlık, haset, kibir duyguları nedeniyle iş yaşamında olsun, özel hayatta olsun parlamaya başlayan yükselmeye başlayan aralarındaki arkadaşlarını dedikodu yaparak, kumpas ve tuzak kurarak ayağını kaydıran çok yengeç var şu hayatta. Kollektif başarı: topluluktaki bir kişinin çıtayı daha yükseğe çıkarması ve o kişinin mensubu olduğu grubun bu yeni seviyeye ulaşması ve geçmesi için ortaya koydukları çaba ve emekle sağlanır. Yani ortamı çöplüğe çevirip, seviyeyi hep düşük tutup kötünün iyisi olmak değildir maharet. Kıskanmadan, rakibine tuzak kurmadan rakibinin başarısını alkışlamak ve ondan vizyon kazanıp onu geçebilmek için yeni stratejiler geliştirip çok çalışmaktır başarı. Yani kötünün iyisi değil iyinin iyisi olmaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder