Digiturk'ün sinema kanallarında zaman zaman ilginç filmlere denk geliyorum. Dün akşam da öyle bir filme denk geldim. Dual adında prömiyerini Sundance film festivalinde yapmış 2022 yapımı bir film. Film insan klonlanmasıyla ilgili. Sarah adında genç bir kadın hastalanıyor ve yapılan tetkikler sonucunda %98 ihtimalle çok kısa süre içinde öleceğini öğreniyor. Eline bir broşür geçiyor. Broşür ölmeden evvel insanların klonunu yaratan ve geride kalan ailesine en azından şeklen kendine benzeyen klonunu hatıra olarak bırakma hizmeti veren bir şirkete ait. Sarah düşünüyor, taşınıyor ve kendi klonunu yaptırıyor. Klonu Sarah'ın ölmeden evvel mümkün mertebe yanında takılarak aslının davranışlarını ve alışkanlıklarını öğrenerek ölmek üzere olan orjinaline mümkün mertebe benzemeye çalışıyor. Klon hasta Sarah'ın sevgilisiyle, annesiyle görüşmeye başlıyor. Bu arada Sarah'ya bir daha test yapılıyor ve %2 ihtimalin gerçekleştiği ve hastalığı yendiği ortaya çıkıyor. Haberi sevgilisine ve annesine bildiriyor lakin klonunun kendi hayatını çoktan çaldığını görüyor. Annesi klon kızını daha çok seviyor, sevgilisi Sarah'ı terk edip klonuyla aşk yaşıyor. Ölümden dönen ama öleceği için klonunu yarattıran kişilerin istisnai bu durumları için tek bir çözüm var. O da klon ve orjinal insanın ölümcül bir düelloya girmeleri ve sağ kalanın hayatına devam etmesi. Filmin bundan sonrasını izlemek isteyenler için anlatmayacağım. Klonlama gerçekten çok ilginç ve sakıncaları olan bir konu. Bi kere klonun gerçek bir anne babası yok. Bir klon daima aslının gölgesinde kalmaya mahkum. İleride en iyi genetik kombinasyona sahip klon askerlerden ordular kurulabilir. Ve onların savaşta feda edilebilecek ailesi olmayan şirket malı feda edilebilir birer piyon olarak kabul edilebilirler zalim karar vericiler tarafından. Sonuçta klonlar geçmişin afro amerikanlılarının maruz kaldığı ayrımcılığa maruz kalabilirler. Geleceğin modern köleleri klonlar olabilir. Bunlar Dual filminin klonlar hakkında bana düşündürdükleri.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder