Peyami Safa'nın 9. Hariciye Koğuşu'nu okudum. Romanda bacağından hasta bir gencin yaşadığı bunalımın ruhsal bir portresini ortaya koyuyor yazar. Paşa akrabasının köşkünde geçirdiği zamanı ve paşanın kızı Nüzhet'le birbirlerine itiraf edemedikleri sevdaya şahit oluyoruz. Bence bu roman Türk edebiyatında bir mihenk taşı ve hasta, hastalık, hastane üzerine yazılmış en iyi roman. Peyami Safa kahramanın psikolojisini, ruhsal portresini mükemmel bir şekilde aktarıyor.112 sayfalık kısa bir roman. Bir Türk Edebiyatı klasiği. Okurken kasvet basıyor, kahramanın hasta psikolojisini iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Romanda şöyle bir cümle geçiyor: Büyük bir hastalık geçirmeyenler, her şeyi anladıklarını iddia edemezler. 9 yaşında bir beyin ameliyatı geçirmiştim ve bu roman beni eski anılarıma götürdü. Sağlığıma kavuştuğum için şükrettim. Şükretmeniz için illa kötü bir hastalık geçirmenize gerek yok. Bu romanı okuyup kahramanın hastane köşelerinde çektiği sıkıntıya şahit olup sağlıklı olduğunuz için şükredebilirsiniz. Peyami Safa'dan 9.Hariciye Koğuşu. Okuyalım, okutalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder