Yanmaktan korkarız. Kutsal kitaplarda bile günahkarların cehennemde yanarak cezalandırılacağı anlatılır. Peki yanmak gerçekten kötü bir şey midir. Ben insanları muma benzetirim. Ruhumuz fitilin ucundaki alev bedenimiz ise mumdur. Mum niçin yaratılmıştır? Yanıp etrafını aydınlatabilmesi için. Biz bu dünyaya ışık vermek için geldik. Diğer insanların zihinlerindeki karanlığı aydınlatabilmek ders olmak için. O yüzden mum gibi yanmalı alev almalıyız. Işığımızla aydınlatabileceğimiz zihinler yetiştirdiğimiz evlatlarımız da olabilir, komşumuz da olabilir, dostumuz da olabilir. Biz ışık verip bir mum gibi erirken ömrümüz geçip gider. Bir mum gibi eriyip kendi üzerimize akarız kısalırız kısalırız ve bir gün eriyip bitip yok oluruz. Ama fitilini tutuşturduğumuz diğer mumlar ışık vermeye devam ederler. Işık Tanrısal bir ruhtur. Yanmaktan korkmamalıyız. Başımıza gelen kötü olaylar, ölümler, hastalıklar, kayıplar, kazalar, belalar... Bunlar bizim ciğerimizi yakar, bizi üzer. Ama aslında hayat denen yolculukta karşılaştığımız her musibet bizi olgunlaştırır. Fitilimizin ucuna değen bir ateş gibi bizim birer mum olarak etrafımıza ışık vermemize vesile olur. Eriyip bitmeden bir rüzgar çıkar, karanlık bir el gelir ve alevimizi söndürebilir. Hayatta bizi zorlayan sınavlar yardımıyla tekrar alevimizi yakar ışımaya devam ederiz. Kazasız ve belasız kalsak bile biz ateşten korkmamalı sönmüş alevimizi yeniden yakmalıyız. Cennete girecek insanlardan hiç biri olmasınki şu dünyada yanma duygusunu tatmasın. İnsanlar dertlerle, sınavlarla olgunlaşır ve ciğeri yanarak, manevi anlamda yanarak olgunlaşır ve ahiretini kazanır. Sevgili okur şunu unutma: Sen bir mumsun ve bu dünyaya yanıp karanlığa ışık olmak için geldin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder