4 Şubat 2025 Salı

Bisiklet

 Yazar Afşin Kum bir öyküsünde: Dünyanın en saf insanları bisikletçilerdir. Bisikletin onları bir yere götürdüklerini sanırlar, gerçekte onlar bisikleti bir yerden bir yere götürürler, diyor. Bu cümle beni tutkularımız ve aşk üzerine düşünmeye sevk etti. Tutkularının peşinden git, tutkulu insanlar başarıyı yakalar, diye toplumsal bilincimize yerleşmiş bazı kalıplar var. Örneğin bir hedef için yola çıkarız, çalışırız ve çaba gösteririz. Bu hedef için yaptıklarımız; bazen başarı, bazen para, bazen kariyer bu saydıklarım olmasa bile en azından deneyim olarak hayatımıza katkı eder. Ancak kontrolden çıkıldığı durumlarda vardır. Tutkumuzu bizi ilerletecek bir araç olarak kullanmak yerine bir bakmışız tutkumuz bizi yönetmeye başlamış. İhtiraslarımızı iş dünyamızla sınırlı tutmayıp ondan emir almaya başlarız. Aile hayatımız, sosyal hayatımız her şeyimiz bir kış günü sıcak çikolatayı içtikten sonra çikolata tortularının kupamızın her yerine bulaşması gibi ihtiraslarımıza bulanır. Bu sağlıklı bir durum değildir. Filozof Delia Steinberg Guzman şöyle diyor: Çaba hayatın yasasıdır, sınırlar ve sınırlamalar panzehiridir. Yani tutku ve aşkın hamallığından kendimizi kurtarmak için ihtiraslarımıza sınır çekmesini bilmeliyiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder