16 Haziran 2014 Pazartesi

FAKİR GENCİN HİKAYESİ


Önümde uzayıp giden sıranın en arkasındayım. Onlarca metre ötede sıranın sonunda boş bir sahne. Sahne önü kalabalık.  Herkeste heyecanlı bir bekleyiş.  Derken ışıklar yanıyor ve müthiş bir alkış kopuyor. Solumdan ben diyeyim Malkoçoğlu, siz deyin Kara Murat, öbürü desin komiser Şahin geliyor. Yüz yıllık Türk Sinemasının elli yılına damgasını vurmuş, emeğini vermiş efsane isim Cüneyt Arkın. Türk sinemasının kahramanı babalar gününde oğullarıyla beraber Bursa Anatolium’ da keyifli bir söyleşi yapıyor. Gençlere verdiği güzel mesajların arasında anlattığı komik anılarıyla güldürüyor. Oğlu bir ara: “ Fazla uzatmayalım yorgunluk olmasın” diyor. Cüneyt Arkın’ ın salonu inleten “ Nayııır, Malkoçoğlu norulmaz!” cevabıyla kahkaya boğuluyoruz. Üstat ışıltısından ve enerjisinden hiçbir şey kaybetmemiş. Söyleşi sonrası kendisiyle tanışma ve kitabını imzalatma fırsatı buluyorum ve çok mutlu oluyorum. Kendi hatıralarından kaleme aldığı Fakir Gencin Hikayesi kitabı.
 

Filmlerimde zalimin karşısında ezilen yoksulun, hakkı yenenin yanındaydım hep… Güçlü, yiğit, cesurdum. Emeğin, alın terinin yanındaydım. Başıma gelecek belaları umursamadan, durmadan horlanan, hakkını arayamayan halkımın acılarını paylaşıyor, yenilmez görünen büyük, acımasız güçlerle ölümü göze alarak savaşıyordum.

Cömerttim, insan aşığıydım…

Yılmaz cesur bir savaşçıydım. Ordular bozuyor, kaleler fethediyordum.

Peki filmlerimde böyleydim de, özel hayatımda aynı doğrucu, halkını yurdunu seven insan mıydım? Halkıma ne kadar dürüst davrandım?

Hayatım boyunca, kendime bunları sordum, kendimle hesaplaşıp durdum.

KIŞ UYKUSU
 
Nuri Bilgi Ceylan’ ın Altın Palmiye kazanan Kış Uykusu filmi nihayet vizyona girdi. Filme bayıldım. Kapadokya’ nın büyüleyici atmosferinde inanılmaz bir görsel şölen ve sizi ele geçirecek dramatik bir hikaye. Böylesine olağan üstü bir eser ortaya koydukları için başta Nuri Bilge Ceylan’ a, oyunculara ve emeği geçen herkese teşekkürler. Peki film nasıl?
Kış uykusu,  edebiyatın sinemalaştığı bir film. Farklı dünya görüşlerine sahip karakterlerin birbiriyle çarpışan ucu açık monologları seyirciyi filmin içine çekiyor. Birbirini takip eden zengin metinleri ister istemez zihniniz yorumlamaya başlıyor ve filmin bir karakteri haline geliyorsunuz. Harikulade oyunculuk ve Anton Çehov’ dan esinlenilerek yaratılan öyküler bu etkiyi en üst seviyeye çıkarıyor. Uzun ve ağır akan sahneler kimileri tarafından eleştirilse de ( Filmin öyle güzel bir ritmi var ki uzunluk göze çarpmıyor. ) aslında bu büyüleyici bir görsellik sunuyor. Bu filmin etkisini arttıran bir başka önemli etken.  Uzunluk demişken üç saat on altı dakikalık filmin iki yüz saatlik çekimden çıktığının altını çizmek lazım!
Aydın Bey ( Haluk Bilginer ) varlıklı ve iyi eğitimli biri. Gençliğini tiyatro alanında bir türlü yapamamış olduğu çıkışı kovalarken ve Kapadokya’ da babadan kalma oteli işletirken harcamış. Kibirli, insanları küçük gören bir yapısı var. Yüzeysel baktığı için olayların derinliğini ıskalayan karşı tarafla empati yapmaktan yoksun bir karakter. Mutlu değil. Her şeye sahip olmasına rağmen icraya verdiği yoksul kiracısı Hamdi hoca kadar bile mutlu olamayan Aydın kafayı ona takıyor. Onu eleştirmeye başlıyor. Bir cami hocasının nasıl giyinip kuşanması, oturup kalkması, davranışları hakkında… Onu ve günlük hayatta karşılaştığı diğer olayları eleştirdiğini düşünürken aslında farkına varamadığı veya görmezden geldiği kendi yanlışlarıyla ve altı boş olan hayatıyla hesaplaşıyor. Aynı evde fırtınalı bir ilişki yaşadığı genç karısı Nihal ( Melisa Sözen ) ve yeni boşanmış sıkıntılı kız kardeşi Necla ( Demet Akbağ ) ile sonu gelmeyen tartışmalar yaşıyor. Nuri Bilge Ceylan bu ailenin mutsuzluğunun fotoğrafını çekerken, bireyden topluma analiz yaparak yaşadığımız kültürdeki unuttuğumuz ya da unutmaya başladığımız insani değerleri vurguluyor.

1 yorum:

  1. Filimden şimdi geldim.Filme bayıldım bitince kalkmak istemedim.Hakikaten olağanüstü bir film.İnsanlar sanki oynamıyor yaşıyorlar.Özellikle Haluk Bilgineri tebrik ederim.
    Vizyonda saçma sapan sözde komedi filimleri tıklım tıklım dolarken maalesef sinemada sadece 8 kişiydik..
    Önce film 3,5 saat denince sıkılırım dedim.Ama sonunda yerimden kalkamadım..
    Nuri Bilge Ceylenı ve bütün oyuncuları tekrar tekrar tebrik ederim
    Gül

    YanıtlaSil