Başarı. Hayatımızın her anında karşılaştığımız, ama doğru
ama yanlış mutluluğumuzu endekslediğimiz bir kavram. Derslerde başarı, işte
başarı, hayatta başarı… Basit şekilde ele alacak olursak hedeflenen noktaya
ulaşılmasıdır başarı. Sistem bazen karşımıza eşik noktasını kendi koyar. En
azından İlerleyebilmek, tutunabilmek için o minumum eşiği geçmek zorunda
kalırız. Bence yerine göre buda önemli bir başarıdır. Tabi ki tatmin olmamız
belirlediğimiz hedefleri gerçekleştirmemizle
ya da öngörülen bir zaman diliminde o hedefe varabilecek potansiyeli
kendimizde buluyor olmamızla da ilgilidir.
Başarı için hedef koymak gereklidir. Sağlıklı bir hedef ise
kendini iyi tanımaktan geçer. Mevcut yeteneklerinizin kolaylıkla başarabileceği
hedeflerden ziyade kendinizi değiştirip, geliştirebileceğiniz hedefleri seçmek
daha yararlıdır. Bununla birlikte moral, güven, istikrar kazanma yolunda kolay
hedeflerde kendi içlerinde değerlidir. Yönü belli olmayan gemiye hiçbir rüzgarın
faydası olmaz. Yönümüzü amaç ve beklentilerimiz doğrultusunda belirlemeliyiz.
Yolculuk ve yolculuğumuz öncesi hazırlık
stratejimizi iyi yapmalıyız. Başarı, hedef ve hazırlık. Doğru bir hazırlık süreci
hedefe varmanın en önemli unsurlarından biridir. Koyulan nice hedefler hazırlık
sürecinin hemen başında pes edilmesiyle gerçekleşmeyen hayaller hurdalığında
çürümektedir. Kararlılık. Bu sizi
yolculuğun her aşamasında oyunda tutar. İşler iyi gidebilir, kötü gidebilir,
beklenmedik aksilikler çıkabilir… İşte kararlılık bu gibi durumlarda
ayaklarınız devam etmese de, zihniniz dur dese de, gönlünüz pes etse de (Bakın
gönül dedim. Öyle bir an gelir ki o bile pes edebilir! ) sizi yolda tutan
otomatik pilottur. O refleksi gösterebilen bünyelerin durdurulması çok zordur…
Bu hedefinize karşı konan her taşa, tüm kısıtlamalara karşı içinizden isyan
eden vahşi bir ruhtur. Ortaya konan karakterdir.
Bunun genelde bireylerin yaratılışlarıyla ilgili olduğu düşünülse de ki büyük
oranda doğrudur. Ama çok önemli bir nokta gözden kaçmaktadır. Kişisel
motivasyon veya neden. Varmak
istediğimiz yerin, yapmak istediğimiz işin, olmak istediğimiz şeyin niçinine gerçekten sahipsek ve buna
inanmışsak işte bu kişisel motivasyonlar bünyede doğal bir doping etkisi yapar.
Enerjimizi her anlamda üst seviyeye çıkartır. Bu olayın duygusal boyutudur.
Bazen mantığımızın kavramadığı, hayretler içinde kaldığımız, niye sorusunun
altını bir türlü dolduramadığımız başarıların altında yatan gerçek budur. Yani
yaratılışımız nasıl olursa olsun keşfedilmeyi
bekleyen nedenlerimiz bizleri arzu ettiğimiz yerlere taşıyacaktır. Benim
yaradılışım böyle, şu konuda yeteneğim kısıtlı, başaramam bahanelerine
sığınmadan nedenlerimizi bulmalı ve hedefe doğru yol almalıyız. Kaybetmekten korkmamalıyız.
Her hazırlandığımız, başladığımız yolculuğun finişini göreceğiz diye bir kural
da yok. Başaramadığımız günler de olabilir. Benim gözümde kaybetmek, hiç sahaya
çıkmamaktan çok daha değerlidir.
DÜNYA KUPASI
Zaman su gibi aktı, en büyük futbol fenomeni geldi çattı.
Otuz iki takım, bir kupa ve dünyanın kalbi Brezilya’ da... Başarı, yolculuk
demişken kimi takımlar bu turnuvada yer alarak çoktan hedeflerine ulaştı, acaba
daha iyisini yapabilir miyizin peşindeler. Kimileri daha önce defalarca
denedikleri ama başaramadıkları bir ilkin peşindeler. Kimileriyse kaldırdıkları
kupayı bir kez daha kazanarak tarihteki yerlerini parlatarak taraftarlarını,
ülkelerini mutlu etme peşinde… Bazen saha dışında gelişen görmek istemediğimiz
tatsızlıkları bir tarafa koyacak olursak sporun
toplumları birleştirici gücüne ve gençleri olumlu yönde etkileme gücüne çok
inanıyorum. Bakın bu konuda Arsenal’ i 1996 yılından beri çalıştıran ve önemli
başarılar kazandıran Arsène Wenger şöyle diyor: “ Onlarla konuşmadan duygularınızı
gösterebilirsiniz. Hayatımın bir döneminde onunla hiç konuşmamama rağmen Rus
birinden çok önemli tavsiyeler aldığımı hatırlıyorum ve aynı duyguları
paylaşıyorduk. Benzer şekilde hiç konuşmadan biriyle dans edebilir ve aynı
frekansı tutturabilirsiniz çünkü müziği hissediyorsunuzdur. Spor, bu açıdan
şahane bir şey. Kelimelerle iletişim
kurmak zorunda kalmadan insanların duygularını paylaşmasına izin verir.
Bu yolla spor, dünyanın nasıl bir arada yaşayabileceğini gösterir. Yarının dünyasında
artık daha fazla birlikte yaşamak zorunda kalacağız ve futbol gibi sporlar,
toplumun lehine kullanılabilir.” Bu futbol şöleninde herkesin hedeflerine
ulaşması ya da yaklaşması, güzel futbol seyretmek, eğlenceli vakit geçirmek,
ama her şeyden önemlisi fairplay görmek dileğiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder