3 Haziran 2024 Pazartesi

Damlaya Damlaya Göl Olur

 Son dakika olmasaydı çoğu iş yapılmazdı demiş Micheal S. Trailor. Toplum olarak bir işi yapmak için yumurtanın kapıya gelmesini bekliyoruz. Öğrenciyken sınavlara bir iki gün kala çalışmaya başlıyoruz, iş yerinde işleri son ana bırakıyoruz, din konusunda bile son dakikacıyız. Gençken her haltı yiyelim ihtiyarlayınca hacca gider namaza başlarım diyoruz. Sanki uzun yaşayacağımızın garantisini Allah'tan almışız gibi.


Bu son dakikacılığımızın yansıması sokak hayvanlarında da böyle. Yıllardır kısırlaştırmamışız, yıllardır barınak yapmamışız sorun büyümüş büyümüş şimdi zavallı hayvancıkları "son dakika" çözümüyle uyutalım diyoruz. Vallahi yazık billahi yazık...

İşleri son dakikaya bırakmanın ardında "erteleme" hastalığı yatıyor. Bu durum ilişkilerde de ortaya çıkıyor. Partnerimizle ilişkimizde yolunda gitmeyen bir şeyler olabiliyor. Bu çok doğal çünkü mükemmel ilişki diye bir şey yok. Doğal olmayan bu sorunu görmezden gelmemiz yok saymamız. Sorunu konuşmayı erteliyoruz erteliyoruz ve başta çözülebilir olan o sorunu erteledeğimiz için kocaman bir soruna dönüşüyor ve çözümü son dakikaya bıraktığımız için işin içinden çıkamıyoruz.

Çiçekleri düşünelim. Güzel bir bahçeyi. Çiçeklerin nasıl her gün sulanmaya ihtiyacı varsa problemlerinde bize verilmiş geniş zamanda her an ilgilenilmeye ihtiyacı var. Saksıdaki çiçek eğer onu her gün sularsak canlılığını korur ve mekanımızı güzelleştir. Bir ay sulamayıp ayın son günü sulamaya kalkarsak o çiçek maalesef ölür. O yüzden işlerimizin çözümünü zamana yaydığımız ufak adımlarla halledelim. Atalarımız boşuna dememiş damlaya damlaya göl olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder