27 Eylül 2023 Çarşamba

Martılar ve Güvercinler

 Rituellerim var benim. Her gün bir saat yürümek, kitap okumak yazı yazmak gibi. Yürüyünce kendimi müthiş hissediyorum. Kitap okuyup yazarın hayal gücüyle benim bakış açımı birleştirince çok uzaklara gidiyorum. Yazı yazınca ki bu benim hayattaki en büyük tutkum adeta çocukluğuma dönüyorum. Sekiz yaşıma dönüyorum. Sanki Ninja Kaplumbağa oyuncaklarımla oynuyormuşum gibi hissediyorum. Yazarken karakterler yaratıyoruz ve bu karakterleri mekanlarda gezdirip birbirleriyle diyaloğa sokuyoruz. Tıpkı bir oyun gibi. Tıpkı küçük bir çocuğun kurşun askerlerini savaştırması onlarla oynadığı hergün yeni bir hikaye yazması gibi. Rituellerden bahsettim. Olmazsa olmaz bir rituelimde sabah gün doğumunda sahildeki çay bahçesine gelip Türk kahvesi içmem. Bunu kış hariç yılda sekiz ay her sabah yapıyorum. Türk kahvemi yudumluyorum, bir sigara yakıyorum ve karşımdaki marmara denizinin huzur veren maviliğini izliyorum. Şiirlerimin çoğunu sabahları deneyimlediğim bu ortamda yazıyorum. Çay bahçesinde Nezir Abim var. Gide gele arkadaş olduk. Nezir abi her sabah ekmek doğrayıp çay bahçesinin yanındaki meydana serpiyor. Önce martılar geliyor. Çığlık ata ata. Karınlarını doyuruyorlar. Martılar gittikten sonra ise bu sefer güvercinler kanatlarını çırpıp meydana konuyorlar. Martılardan kalan kırıntıları onlar yiyorlar. Kuşlar arasındaki bu güzel düzen beni çok etkiledi. Nezir abi ekmek parçalarını attığı anda hem martılar hem güvercinker saldırabilirdi. Birbirleriyle ekmeği önce ben yiyecem sen yiyecen kavgası yapabilirlerdi. Ama o hayvanlar sanki aralarında yazılı olmayan bir anlaşma yapmış gibi olayı sıraya koymuşlar. Önce martılar meydana konuyor, martılar gittikten sonra güvercinler geliyor. Ne harika bir düzen. Aynı örneği insanlar için düşünsek. Karnı aç insanların bekleştiği bir meydana bir kamyon geliyor. Kamyondan ekmek dağıtılmaya başlıyor. O insanlar bırakın martılar, güvercinler gibi sıraya girmeyi birbirlerini ezerler, izdiham olur bir kişi üç ekmek alır insanların yarısı aç kalır. O yüzden insan olmak için belki bi durup kuşları izlemeliyiz belkide...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder