5 Haziran 2023 Pazartesi

Truman Show

 Truman Show adlı 1998 yapımı filmi bilmeyeniniz yoktur.Filmde Jim Carey’in canlandırdığı Truman tüm dünyada yirmi dört saat canlı yayınlanan bir televizyon dizisinin baş kahramanı. Ancak kendisi etrafına yerleştirilmiş kendisini kayıt altına alan kameralardan habersiz. Kendisi normal bir işinin, normal bir karısının, normal bir hayatının olduğunu zannediyor. Ama başta karısı olmak üzere iş arkadaşları, çocukluk arkadaşları işte bunların hepsi aslında kamera önünde rol yapan birer aktör. Program yapımcısı ve yönetmen Truman’ın hayatını yönlendiriyorlar ve zavallı adamın özgür iradesini elinden alıyorlar. Truman ise tüm bu olanlardan habersiz kendisine biçilen sahte hayatın içinde bocalıyor. Bu film beni düşünmeye sevk ediyor. Aslında günümüz dünyasında da çevremize yerleştirilmiş aktörler var. Bu aktörler kimi zaman ünlü markaların reklam yüzü oluyorlar, kimi zaman politik yönelimimizi manipüle eden siyasetçiler oluyorlar, kimi zaman firmaların ürünleri oluyorlar. Siyasetçiler ve Markalar. Bu iki güç medyayı kontrol altına alarak kendi tekil seslerini halka duyuruyorlar. Medyayı kontrol eden toplumları da kontrol eder. Televizyondan, yazılı basından, internet ortamından, bilbordlardan propoganda bombardımanına tutulan fanilere ötekini seçme şansı tanınmıyor. Ben bunu bir ayna ormanına benzetiyorum. İnsanlar ağaçların yerini aynaların aldığı bir ormanda yaşamaya mahkum ediliyor. Ormanın içinde siyasetçiler ve markalar düzenine hizmet eden aktörler var. Aynaların önünde kendi propagandalarını yapıyorlar. Düzen aktörü oynadığında; sergilediği performans karşılıklı konuşlanmış aynalar vasıtasıyla binlerce aynaya yayılıyor. Aynaların arasında yaşayan fanilerin satın alacakları ürün tercihleri, nasıl bir hayat yaşayacakları, siyasi tercihleri bu şekilde manipüle ediliyor. Hiçbir fani de aynalı ormandan kurtulmayı akıl edemiyor. Aynaları kırmayı, aynaları ardındaki bu sahte düzenin sorumlularının gerçek yüzünü görmeyi akıl edemiyor. Neyse ki izlediğim filmde Truman; etrafında olup biten garipliklerin farkına varıyor ve etrafına üşüşen tüm aktör ordusunun yanlış yönlendirmelerine kanmayıp kendi hayatının aslında bir televizyon şovu olduğunu anlıyor ve içine hapsedildiği devasa stüdyonun kapısını bulup kendisini gerçek hayata atmayı başarıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder