Konsolosluğun çok hoş olan yemyeşil çimenlikli bahçesinde harika bir ortam.Pırıl pırıl insanlar en güzel kıyafetleriyle gelmişler, müziğin keyfine varırlarken sohbet ediyorlar, çiftler dansediyor anlayacağınız harika vakit geçiriyoruz.
Türk müzisyenlerin oluşturduğu Swing gurubu konsere devam ederlerken 4. veya 5. şarkılarının ortasında konsolosluk duvarlarının dışında patlama sesi geldi.Bizler ne olduğunu anlamadan bulunduğumuz bahçeye biber gazı etki etti.Müzisyenler bizler hepimiz etkilendik.Gözler yaşardı konsere ara verildi.
Sonra haber aldık ki İstiklal Caddesinde büyük bir müdahale başlamış.Yine biber yine müdahale..Cumartesi akşamı saat 18.00 dan
Bizler ve müzisyenler Hollanda Başkonsolosluğu bahçesinde hapsolduğumuz için sadece buradaki konserler devam etti.Zaten o an dışarıda kıyamet kopuyor, patlama seslerinin ve biber gazlarının sonu gelmiyor..Pek de yapılabilecek bir şey yok.Swing performansını bitirdikten sonra Hollandalı Rose Brooks söylemeye başladı.Kendimizi müziğe verip karmaşanın ve belirsizliğin verdiği tedirginliği ve korkuyu dizginlemeye çalıştık.Hollandalı bayan solist kendisine verilen kesilmiş limonu gözüne sürüp şarkılarını söylemeye devam ediyor, saksofoncu,piyanist ve gitaristler yaşlı gözlerini yumarak ensturmanlarını çalıyorlar.Biz dinleyicilerde bu arada mendillerle ağzımızı kapatıp gözümüzün yaşını siliyor ve konseri dinliyoruz!
Hollanda Başkonsolosluğu bahçesindeki manzarayı siz hayal edin artık!
Saat 22.00 ye doğru konser bitti, ışıklar söndü.Bitmeyen şey ise insanları mahveden biber gazı ve patlayan ses bombaları.E Hollandalı değiliz konsoloslukta kalmamız da mümkün değil..
Derken konser veren Hollandalı müzisyenlerin görevliler rehberliğinde konsolosluktan tahliye olacaklarını duydum.Yalnız çıkmaktansa grup olarak hareket etmenin daha güvenli olacağını düşünerek aralarına karıştım ve konsolosluğun İstiklal Caddesine bakmayan sokak içersindeki arka kapısından dışarı çıktık.Müzisyenlerin tünel tarafında ki otellerine ulaşmak için yokuş yukarı İstiklal caddesine çıktık.Ne şans ama! Konsolosluk ile Galatasaray arası felaket karışık TOMA müdahale ediyor.Biz o kargaşada bir birimiz kaybetmemeye çalışıyoruz.Birden ardımızdan biber gazları atılmaya başlanıyor ve TOMA önündeki kalabalığa doğru sürüyor.Panik, kargaşa..İşte daha hızlı koşmaya başlıyoruz.Hani resmen bir Hollywood filmi gibi.Otelin olduğu sokağa kendimizi zorlukla atıyoruz.Hemen bir sayım yapılıyor aramızda eksik olan var mı diye.Tamız sıkıntı yok.Müzisyen kafilesi otelinin önüne geliyoruz.Onlar sağ sağlim içeri girerken ben artık tek başıma kalıyorum ve daha önceden konsolosluk bahçesindeyken düşündüğüm hareket plana sadık kalarak Tarlabaşına doğru iniyorum.Evet bulvarda trafik açık ama orasıda karışık.Bir taksi bulmaya çalışırken nereye geliyor n’oluyor anlamıyorum ama şu ana kadar hiç etkilenmediğim kadar biber gazından etkileniyorum.Öksürerek ve yanan sulanan gözlerle taksiye biniyorum.O birkaç saniye süren kapının açılması bile şoförün de etkilenmesi için yetiyor.Oradan uzaklaşıyoruz.Yollarda ambulanslar,TOMA lar, yaralılar…Bizim gözlerde yaşlar…
Dan Brown bile cehennem romanını yazarken İstanbulda böyle bir cehennemin yaşanabileceğini düşünememiştir.Biber gazı kullanımı derhal yasaklanmalı.İnsanları böyle rahatsız eden, fenalaştıran bir unsur olamaz, OLMAMALI!Atıldığı zaman müdahalenin yapıldığı alanın çok daha uzağındaki insanları da etkileyen, ilgili ilgisiz herkesi yaralıyan, rahatsız eden biber gazı çok feci bir şey.
Dediğim gibi cumartesi akşamı şu ana kadar hiç etkilenmediğim kadar etkilendim ve kalbimde çarpıntı başladı.Nefes alış verişlerim düzensizleşti.Eğer biber gazı benim gibi genç bir insana bunu yapabiliyorsa çevredeki ihtiyar insanlar veya 15 haziran akşamı gezi parkına içersindeki kimsenin hiçbir şeyden haberi yokken müdahale yapıldığında orada gezi çocuk atölyesinde resim yapan ufacık çocuklara kimbilir neler oldu? Ne gibi rahatsızlıklar ve yan etkiler ileride kendini gösterecek?Yazık değil mi insanlara.Bu müdahale biçiminin derhal son bulmasını diliyorum.
Son olarak gecenin sözü konser sonrası Konsolosluk bahçesinde sahneye çıkan yetkiliden geldi. İngilizce teşekkür konuşmasını “ JAZ is GAZ” olarak sonlandırdı..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder