İhtiyar bir kadın 6 Mayıs 2012 tarihinde Saraybosna' nın ana caddelerine dizilmiş kırmızı sandalyelerinin üzerine birer buket çiçek bırakıyor. 11,000' ni aşkın kırmızı koltuk, İkinci dünya savaşından sonra Avrupa' da ki en kanlı çatışma olan Bosna savaşında ölen 11, 451 kurbanın anısını temsil ediyor. Binlerce insan bir araya geldi ve koro oluşturdu. Küçük bir klasik müzik orkestrasının eşlik ettiği binlerce insan bir araya geldi ve çoğunlu şehrin kanlı kuşatma günlerinde bestelenmiş 14 şarkıdan oluşan bir konser verdiler.
Bosna' da Sırplarla-Müslümanlar arasında yaşanan dramda Dünya reaksiyon göstermekte maalesef çok geç kaldı. Her ne kadar 80 lerin sonunda soğuk savaş bitmiş olsada aslında geri planda süregelen çekişmelerin ve çatışmaların doğurduğu bir trajedi yaşandı orada. Barış yapıyoruz, değiştik kutuplaşmayı sona erdirdik demek yerine eylemlerimizde ve ülkemizin her kademesinde fiiliyatta bunu hayata geçirmek zorundayız.
Bizde doğru mu yaptık yanlış mı yaptık bilemiyoruz ama 1992 yılında Bosnalı Sırpların hareketliliği ve kuşatma başladığında Dünya bir şekilde örtülü birlikleriyle karşılık verdi. Aslında soykırıma müdahale konusunda geç kalındığı doğru değil. Lakin silaha karşı silah, ateşe karşı ateş bu sonuçları doğurdu veya daha vahim hale getirdi. Ardında herkesin malumu barış gücü bölgeye sevk olundu ve trajedi sona erdirildi...
Hayat bizi daima major karışıklıklarla en ciddi şekilde test ediyor. Ama bu tarihe yayılmış uzunca bir zaman diliminde hep bir arada yaşamış, komşuluk etmiş toplumların dayanışmasını ve de kardeşliğini asla sekteye uğratmamalıdır. Dünya'nın Bize,
Bizim birbirimize ihtiyacımız var...
Milliyetçilik duygularının aşırı abartıldığı ve ülkemizde yaşayan toplumlar arasında her an çatışmaya müsait bir ortamda büyük olup daha fazla toprak sahibi olarak kuvvete dayalı bir güvenlik ve var olma anlayışı benimsedik. Komünizm- Kapitalizm deyin Sırbistan Karadağ bölgesinin dağılmasını engellemek için 1992 senesinde harekat başlattık. Bu zincirleme ölümlere neden olurken inanın bende nedenini bilemiyorum önleyici saldırı stratejisi ya da savaşla bağdaşmayacak toplu infazlar gerçekleştirildi. Bu trajedenin üzerinden yıllar geçtikten sonra gözlerimi çeviripde balkanların yem yeşil kırlarına baktığımız zaman, orada ki köylerde savaştan kaçan anne babasını kaybetmiş gözü yaşlı yüreği yaralı ruhu örselenmiş yitik çocuklar, el arabalarında kucaklarda sersefil halde kaçırılan ihtiyarlar yerine; tank mermisinin, roketin yıkamadığı yerle bir olmamış binalar yerine yanyana ikiz kardeş gibi inşaedilmiş bir ortodox klisesinde ve müslüman camisinde birlikte dua eden mutlu insanları görüyoruz.
Savaş her zaman Barış' ın antremanı olmak zorunda değil!
Kutuplaşmaların sona erdiği sona erdiği dürüst bir Dünya' düzeninde toplumlara müdahale edilmediği kültürlere saygı ve iyi komşuluklar çerçevesinde herkesin birbirine güven duyduğu Silahlardan arınmış; kültür, sanat ve mücadelenin insanlığı daha ileriye taşıyacak bilim yarışında verildiği bir yaşantıya çok ama çok yakın olduğumuzu görüyorum..