Zaman Makinesi

 İki gün önce İskoçya'da yeni bir başbakan göreve başladı. Hamza Yusuf ülkenin ilk müslüman başbakanı oldu. Hamza Yusuf başbakanlık konutuna taşındığı ilk gece ailesiyle birlikte namaz kıldı ve bu fotoğrafı sosyal medya hesabından paylaştı. İskoçya kamuoyundan bu duruma hiç bir tepki gelmedi. Bir an durun ve benzer durumun ülkemizde yaşandığını hayal edin. Hristiyan bir cumhurbaşkanı köşkte ailesiyle birlikte dini bir ayin yapacak... Ülke resmen ikiye bölünür siyasal islamcılar adamcağızı kafirlikle suçlar, tepki olarak Taksim meydanında namaz kılarlardı. Hatta doksanların sonunda dindar bir başbakan olduğu için Erbakan'a post modern 28 şubat darbesi yapılmıştı. Yabancı ülkelerde din siyasete alet edilmediği için sorun olmuyor ama ülkemizde alnı secdeye değiyor diye seçilen muktedirler kadroları liyakatsiz atamalarla dolduruyorlar, yandaş müteahitleri rantlıyorlar her türlü usulsüzlüğü yapıyorlar. Onları iktidara taşıyan halk hava kararınca pazardan çıkma sebze ucuz bayat ekmek peşinde koşarken muktedir saraylarda saltanat sürüyor. Din ile devlet işlerinin birbirine karıştırılması çok tehlikelidir. Atatürk boşuna tekke ve zaviyeleri kapatmamış. Günümüz iktidarının en önemli icraatı zaman makinesini icat etmiş olmalarıdır. Ben olsam Erdoğan'a nobel bilim ödülü veririm. Kendisi Albert Einstein ayarında bir dahi... İktidara geldi ve ülkeyi yüz yıl geçmişe götürdü. Herkes bunu başaramaz. O yüzden oyum reise...

Kara Propaganda

 Dil insana bahşedilmiş ne büyük bir güçtür. Dilimizle yaralı gönüllere merhem olabiliriz ya da masum gönülleri zehirleyip yaralayabilir ve hatta öldürebiliriz. Kötü sözle kalp kırmaktan bahsediyorum sevgili okur. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed " kalp kırmak 70 tane Kabe yıkmaktan daha büyük günahtır " sözünü boşuna dememiş. Dil propaganda silahının mermisidir. Propaganda öyle bir silahtır ki etkili kullanıldığın bir toplumu manipüle edebilir, devletleri savaşa sokabilir ve insanları birbirine kırdırabilir. İkinci dünya savaşında seçimle iktidara gelen Adolf Hitler; Yahudilerin yok edilmesi ve dünyaya savaş açma konusunda kendi halkını ikna etmiş ve vicdansız robotlara dönüşen nazi subaylarının doğmasına neden olmuştur. Hitler'in karapropaganda makinesinin en önemli aktörü enformasyon bakanı Goebbels'dir. Goebbels'in şu sözü meşhurdur: " Yeterince büyük bir yalan söylerseniz ve bu yalanı sürekli tekrar ederseniz insanlar sonunda buna inanmaya başlayacaktır " Alman halkı öyle yanıltılmıştıki ikinci dünya savaşının sonuna gelindiğinde ve Almanya'nın kaybetmesi kesinleştiğinde sovyet tankları Berlin'e girdiğinde Almanya'nın savaşı kazandığını zannediyorlardı. Benzer bir durum yaklaşık atmış yıl sonra Irak'da yaşandı. On bir eylül ikiz kule saldırılarından sonra ABD Büyük Ortadoğu Projesini uygulamak için Irak'ı işgal etmeyi kafasına koymuştu. Dışişleri bakanı olan Powell diye birini ortaya çıkardılar ve Powell kapı kapı gezip Saddam'ın kimyasal silahları var yalanını söyledi. ABD etkin lobi faaliyetleri ve dünyayı ahtapot gibi saran derin medya gücüyle algı yarattı ve 2003 yılında Irak'ı işgal edip Irak lideri Saddam Hüseyin'i devirdiler. ABD Irak'a demokrasi ve barış getiriyoruz dedi ama Irak'da bir milyonun üzerinde sivil hayatını kaybetti. Buradada bir kara propaganda örneği var sevgili okur. Savaştan yıllar sonra Hollywood " Irak'da kimyasal silahlar var " yalanını konu alan bir film çekti. Green Zone ( Yeşil Bölge ) adlı filmde Matt Damon Irak'da görevli bir Amerikan askerini oynuyordu. Matt Damon ve emrindeki askerler kendilerine üst makamlardan iletilen istihbarat ışığında Saddam'ın kimyasal silahlarını bulmak için baskınlar yapıyorlardı ama o silahları bir türlü bulamıyorlardı. Çünkü gerçekte öyle bir silah yoktu. ABD Irak'ı işgal etmek için tüm dünyaya yalan söylemişti. Ama atı alan Üsküdar'ı geçmişti. Irak işgal edilmiş ve Saddam Hüseyin idam edilmişti. İleriki satırlarda vereceğim örnek bizi yakından ilgilendiriyor. FETÖ meselesi. Fetullah Gülen devletin içine bizzat MİT müsteşarı Fuat Doğu tarafından alınmıştı. Kendisine komünizm ile mücadele derneği kurulması tebliğ edilmişti. Fetullah Gülen'in de yaptığı karapropaganda örneğidir. Işık evlerinde topladığı çocukların beynini din argümanını kullanarak beyinlerini yıkamış ve örgütüne eleman devşirmiştir. 15 Temmuz darbesi olana kadar toplumun bir kesimi bunlara bağışta bulunmuş ve çoluğunu çocuğunu bunların ışık evlerine ve dersanelerine göndermişti. Kandırılanların söylediği şey şuydu: " Alnı secdeye değen adamdan, din öğreten adamdan zarar gelmez " Oysaki FETÖ Amerikan istihbaratı CIA'dan emir alan ve ABD'nin emperyalist emellerini gerçekleştirmek için bizzat Amerika tarafından kumanda edilen kripto bir istihbarat örgütüydü. Yakın geçmişimizde örgütün karapropaganda gücüne şahit olduk. FETÖ'cü savcılar ve polisler tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri'nin subaylarına kumpas kuruldu. Adına Ergenekon dedikleri düzmece davalarla ordumuzun namuslu subaylarından oluşan komuta kademesi tasviye edildi ve yerlerine geçen FETÖ'cü askerler 15 Temmuz darbesini yaptı. Davalar sırasında medyada Ergenekon davası haklıymış gibi gösterildi ve öyle bir kamuoyu oluşturuldu. Hatta dönemin başbakanı Erdoğan " Ben bu davanın savcısıyım " sözünü bile söyledi. Ne zaman ki 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonunda ucu kendisine dokundu ozaman FETÖ ile mücadele kararı aldı. Ah sevgili okur. Başımıza ne geliyorsa bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın dememizden geliyor. Yukarıda verdiğim örneklerden anlaşılacağı üzere propaganda çok tehlikeli bir silah ve toplumları felakete sürükleyebilir. Bu tehlikeden sakınmamızın yolu din ile devlet işlerinin birbirinden ayrıldığı laik bir devlet anlayışına sahip olmamızdan ve tarafsız özgür bir basına sahip olmamızdan geçiyor.

Avatar2 ve Metaverse

 Sonunda Avatar 2'yi seyrettim. Film vizyona ilk girdiğinde çekimserdim. Çünkü ben ilki çok tutmuşların devam filmlerine karşı temkinli yaklaşırım. Devamların ilki kadar iyi olamayacağını düşünürüm. Ama fena halde yanılmışım. Avatar Suyun Yolu mükemmel bir film olmuş. Film birinci saniyesinden itibaren harika bir görsel şölen sunuyor. Pandora gezegeninin bildiğimiz alemden olmayan rengarenk doğası ve canlıları, Mavi renkli Navi halkı size üç saat boyunca fütüristik bir sanat sergisini ziyaret etmişsiniz izlenimi veriyor.Modern dünyada sanatın tanımıda değişti. Artık resim, heykel ve moda digital dünyada kendine yer buluyor. Bu saydığım unsurların tümünü kaliteli bir sinema filmini izlerken deneyimleyebiliyorsunuz. Terminatör 2, Titanic ve son olarak Avatar filmlerini yöneten James Cameron bence bir sanat dahisi. Adam çektiği filmlerle beyaz perdede her seferinde devrim yapıyor. Avatar'da görsel şölen var (Ben 3D seyrettim. Muhteşem bir deneyimdi) aksiyon var, macera var, aile ve dostluk ilişkileri işleniyor, sevgi var anlayacağınız her şey var. Tatmin edici çok yönlü bir film. Filmin büyülü dünyasına kendinizi o kadar kaptırıyorsunuzki üç saatlik uzun süresi gözünüze batmıyor. Fantastik bir macerada kendinizi bir kaç saatliğine kaptırmak ve görsel bir şölen yaşamak istiyorsanız Avatar Suyun Yolunu kaçırmayın derim. Avatar filmi aklıma metaverse konusunu getirdi. Yakın gelecekte gerçek hayattan sanal aleme ciddi bir göç yaşanacak.Gözlüklerimizi takıp avatar filmindeki gibi büyülü bir dünyada yaşamaya başlayacağız. O dünyada avatarımızı kontrol edeceğiz ve gerçek hayatta yapamadığımız şeyleri yaparken ( odamızdan çıkmadan saniyeler içinde sanal gerçeklikle yaratılmış New York, Paris, Roma veya avatar filminde olduğu gibi büyülü bir ormana saniyeler içinde gidebileceğiz ve gezip yaşayabileceğiz ) Metaverse de avatar dediğimiz şey sanal dünyada yönettiğiniz karakteriniz. Avatarın görünüşünü siz ayarlayabiliyorsunuz. Artık avatar defilelerine katılacağız ve önümüzden yürüyen farklı modellerin tanıttığı avatarları beğenip satın alacağız. Bir metaverse ekonomisi oluşacak. Metaverse de mağaza açıp avatar kıyafetleri satabileceğiz, ev, arsa emlak satış piyasası oluşacak. İnsanlar gerçek dünyadaki işlerini bırakıp metaversede çalışmaya başlayacak. Eğitim hayatı metaversede olacak. MV de işinde maaş ve gelir kripto para ile tahsil edilecek.İnsanlar kirasını, gıda masraflarını metaverseden kazandıkları para ile ödeyecekler. Ben yakın gelecekte Metaverse alemine büyük bir insani göç olacağını düşünüyorum ve bu göç tarihte kavimler göçü kadar önemli bir yere sahip olacak.

Kadın

 Kadın insanın üst modelidir. Her şeyden önce anadır. Dokuz ay bebeğini karnında taşır ve evladına bir ömür bakar. Ailesi için saçını süpürge eder. Kadın hassastır, duygusaldır ince ruhludur. Merhametlidir, şevkatlidir. Evet şevkat... Belkide dünyadaki en önemli duygudur. Şevkat insanı iyileştirir, ruhunu düzenler. Refah seviyesine ulaşmış toplumların tohumunu kadınlar atar. Çünkü o toplumu oluşturan bireyler eğitimli annelerin eseridir. Akıllı, olgun bireyleri anneler yetiştirir.Ben kadın enerjisine ve kadın gücüne çok inanıyorum. Bırakın kadına şiddeti, kadınları baş tacı yapmalıyız. Peygamber efendimiz kadınlar konusunda devrim yapmıştır. Ondan önce diri diri gömülen kız çocukları, miras hakkına sahip olmayan kadınlar onun gelişiyle haklarına kavuşmuştur. Bizde müslüman bir toplumsak başta kadınlar olmak üzere her cana karşı sevgi dolu ve merhametli olmalıyız. Zorla güzellik olmaz. Bir kadın bir erkeği istemiyorsa erkek bunu kabullenmelidir. Erkekler malesef helalleşmeyi bilmiyor. " Ya benimsin ya kara toprağın " nasıl bir bağnazlıktır? Canı sen mi verdin sen alacaksın? Bir kadının hayatını nasıl zehir edebilirsin? Bazıları gerçekten " Hayırdan, olmazdan, istemiyorumdan " anlamıyor. Ama bu sorunuda o adamları yetiştirecek kadınlar çözecek. O yüzden kız çocuklarımızın eğitimleri hayati önem taşıyor. Bakın Afganistanda egemen olan yobaz Taliban kızların okula gitmesini ve kadınların çalışmasını yasakladı. Atatürk ne büyük adammış ki kadının el üstünde tutulduğu modern bir ülke kurmuş. Çok denediler ama bir türlü yıkamadılar bu ülkeyi.Bu kulaklar kadınına sürtük diyen cumhurbaşkanı bile duydu. Ülkenin başı böyleyse kıçını siz hesap edin.İnşallah 14 Mayıstan sonra kadınlar için ve hepimiz için çok güzel günler başlayacak. Oyunuzu ona göre verin...Kadınların psikojik- fiziksel şiddet görmediği, yönetimde ve iş hayatında daha çok sorumluluk aldığı bir dönem diliyorum. Tüm kadınlara sevgilerimi gönderiyorum. 8 Mart kadınlar gününüz kutlu olsun. Siz benim kalbimin en güzel köşesindesiniz her daim.