3 Ocak 2014 Cuma

HARUKİ MURAKAMİ, KOŞMASAYDIM YAZAMAZDIM

Murakami’nin  koşmak ve roman yazarlığı üzerine kaleme aldığı bu  denemesi  belkide onun en kişisel kitabı. Çeyrek asırdır yazdığı Romanlarla Dünya edebiyatının  en önemli isimlerinden biri olan Japon yazar  Haruki Murakami’nin yazmaya ve maraton koşmaya adadığı hayatının 25 yılına projeksiyon tutan bu kitap size onu yakından tanıma şansını sunuyor.

Yazma eylemi için gerekli olan konular, günlük yaşantıdaki deneyimlerden elde edilirken bu parçaları bir araya getirecek, onları anlamlı kılacak, hikayenin çıkış noktasını oluşturacak  ilhamın kaynağı ise bilinçaltından, rüyalardan vb. gelir. İster doğuştan yeteneğe, ister kararlı bir çalışma disipline sahip olsun sözünü ettiğim bu cevherin çıkartıldığı, yazarların dolaştığı pek de tekin olmayan karanlık sular vardır. Murakami bu konuyla alakalı kitabında şöyle diyor.
“Biz roman yazmaya çalıştığımızda, insanlığın temelinde bulunan zehir gibi bir şeyi istemese de çekip çıkarır, görünür kılarız. Yazarlar az çok bu zehre maruz kalır. Bu zehir işin içine girmediği sürece, gerçek anlamda yaratıcılık eylemi ortaya koyulamaz çünkü (tuhaf bir benzetmeyle söyleyeceğim ama balonbalığının zehirli kısmının aynı zamanda en lezzetli kısmı olmasıyla tıpatıp benzeyen bir durum galiba). Ama gerçekten sağlıksız olan şeylerle insan mümkün olduğunca sağlıklı olmak zorundadır. Bu, benim tezim. Yani sağlıksız bir ruh bile, yine sağlıklı bir vücuda gereksinim duyar.”

Haruki Murakami kitapları pek çok ödül alan, milyonlar satan,  Dünya genelinde kırkın üzerin dile çevrilen bir yazar. En büyük tutkusu ise 25 yıldır ara vermeden sürdürdüğü koşu. Belki de başarısının sırrı bu sürdürülebilirlikte saklı. Birkaç yıldan, bir kez olsun tamamlanan 42kilometre195metrelik bir maratondan bahsetmiyoruz. Tam çeyrek asırdır hiç ara vermeden yapılan antremanlardan ve koşulan sayısız maratonlardan bahsediyoruz. Maraton gibi uzun bir yarış türünden zevk almasını “ Yanlış  anlaşılmasın, elbette ben de yenilmekten hoşlanmam. Fakat nedendir bilmem, eskiden beri bir başkasına üstün gelmek ya da yenilmek pek umurumda olmadı. Bu özelliğim bir yetişkin olduktan sonrada değişmedi.Hangi konuda olursa olsun bir başkasını yenmeyi ya da ona karşı yenilmeyi kafama takmam.Daha ziyade aklım kendi koyduğum  standartları sağlamaya odaklanır.Bu anlamda uzun mesafe koşmak benim düşünce tarzıma son derece uygun bir spor.” Şeklinde açıklıyor.

“Acı kaçınılmazdır, ama acı çekmek bir tercih meselesidir.”
“Yürekte açılan yaralar, bir insanın bağımsızlığı karşısında dünyaya ödemek zorunda olduğu çok doğal bir bedel.”
Kitabın  etkileyici cümlelerinden.


Doğan Kitap'tan çıkan 169 sayfalık Koşmasaydım Yazamazdım bir tutku olarak koşmak ve bu tutkuyla terbiye edilen yazma eylemi üzerine eşsiz bir metin…